4Yemin olsun, onlara kendisinde alıkoyucu özelliği olan haberler gelmiştir. "Yemin olsun onlara" kabul etmeleri halinde küfürlerini sürdürmelerini engelleyecek şekilde "kendisinde alıkoyucu özelliği olan" bazı "haberler gelmiştir." Bundan dolayı yüce Allah onlara kendisine ihtiyaç duyacaklarını ve kendilerine şifa teşkil edeceğini bildiği hususları hatırlatmıştır. Yoksa sözkonusu edilecek daha başka çok şeyler de vardır. Onun bize anlattıkları, bizim kendisine ihtiyaç duyduğumuzu bildiği şeylerdir. Bunun dışındaki şeyleri bize sözkonusu etmemiştir. İşte yüce Allah'ın: "Yemin olsun onlara... özelliği olan haberler gelmiştir" âyeti bunu anlatmaktadır. Yani yüce Allah bu kâfirlere geçmişteki ümmetlerin haberlerinden "kendisinde alıkoyucu özelliği olan haberler"i getirmiştir. "Alıkoyucu özelliği olan" lâfzının asli: şeklinde olup "te" harfi "dal'a dönüştürülmüştür. Çünkü "te" hemsli bir harf, "ze" ise cehr (açıklayıcı) sıfatına sahih bir harftir. Bundan dolayı "te"nin yerine mahreci itibariyle kendisine uygun "dal" harfini getirmiştir. Bu "dal" harfi cehr sıfatında da "ze" harfine uygun bir harftir. Bu lâfız "alıkoymak, vazgeçmek" anlamına gelir. "Onu alıkoydu, vazgeçildi" denilir. " da vazgeçti" anlamındadır, "Onu ben alıkoydum, vazgeçirdim."; " o da vazgeçti" demektir. Nitekim şair şöyle demiştir; "Süslenmeye gerek duymayacak kadar güzellerin o istekleri, Onu hevasının peşine gitmekten alabildiğine alıkoydu" Bu lâfız "iftial" veznindeki "te"yi "ze"ye dönüştürüp, ze'yi de yine ona idgam etmek suretiyle:diye de okunmuştur. Bunu ez-Zemahşerî nakletmiştir. |
﴾ 4 ﴿