6

O halde onlardan yüz çevir. O günde o çağırıcı bilinmedik bir şeye çağırır.

"O halde onlardan yüz çevir." Onlara iltifat etme!

Bunun (cihadı emreden) kılıç âyetiyle nesh olduğu söylenmiştir. Bir görüşe göre ifade burada tamam olmaktadır. Daha sonra yüce Allah:

"O günde o çağırıcı bilinmedik bir şeye çağırır" diye buyurmaktadır. Bu âyetteki

" O günde" âyetinde amel eden

"kabirlerinden çıkarlar" (el-Kamer, 54/7) âyeti, yahutla "zilletleri okunarak" anlamındaki lâfız ya da "o günü hatırla ki" takdirinde hazfedilmiş bir fiildir. Bir diğer görüşe göre ise, nasb ile gelmesi "fe" harfinin hazfi ve emrin cevabındaki ameli dolayısıyladır. Buna göre de ifade: "Sen onlardan yüz çevir, çünkü onlar İçin çağıranın çağıracağı o gün vardır" takdirindedir.

Bir başka açıklamaya göre: Ey Muhammed, sen onlardan yüz çevir. Çünkü sen onlara karşı delilini ortaya koymuş bulunmaktasın ve sen: "Onları davetçinin çağıracağı o gün bir görsen" demektir.

Anlamın şöyle olduğu da söylenmiştir; " Kıyâmet gününde sen onlardan yüz çevir, onlara ve hallerine dair bir şey sorma!" Çünkü onlar "bilinmedik bir şeye" çağırılacaklar ve onlara büyük bir azap isabet edecektir. Bu da, bir kimseye pek büyük bir işi haber verdiğimiz vakit: Filanın başına geleni hiç sorma! demeye benzer.

Bir başka açıklamaya göre: Davetçinin davet edeceği o günde herbir iş karar bulmuş olacaktır, demektir.

İbn Kesîr

"bilinmedik" anlamındaki lâfzı "kef" harfini sakin olarak; diye okumuştur. Diğerleri bu harfi ötreli okumuşlardır. Bunlar iki ayrı söyleyiştir. "Zorluk" ve "İş, meşguliyet" kelimelerinde olduğu gibi. Lâfız olarak, pek korkunç ve büyük iş demek olup, bu da kıyâmet günüdür. "Çağırıcı, davetçi" ise İsrafil (aleyhisselâm)'dır.

Mücahid ve Katade'den "kef" harfi esreli, "re" harfi üstün meçhul bir fiil olarak; diye okudukları da rivâyet edilmiştir.

6 ﴿