14Birazı da sonrakilerdendir. "Bir çoğu öncekilerdendir." Geçmiş ümmetlerden bir topluluktur. "Birazı da sonrakilerdendir." Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'e îman edenlerdendir. el-Hasen dedi ki: Bir çoğu bu ümmetten önce geçip gitmişler a marndandır. Az bir kısmı da Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın ashabındandır. Allah'ım, Sen lutfunla bizi onlarla birlikte kıl! Sonrakilerin "az" diye nitelendirilmeleri kendilerinden önce gelenlere nisbetledir. Çünkü önceki peygamberlerin sayısı pek çoktur. Dolayısıyla onlar arasından önce îman edenler (es-sâbîkün)'in sayısı da çoğalmıştır. Böylelikle onların sayıları bizim ümmetimizden öncelikle tasdike koşanların sayılarından daha fazla olmuştur. Denildiğine göre bu âyet nazil olunca, Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın ashabına ağır geldi. Bunun üzerine "öncekilerden de çok vardır, sonrakilerden de çok vardır" (el-Vâkıa, 39-40. âyetler) buyrukları nazil oldu. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) da şöyle buyurdu: "Ben sizlerin cennetliklerin dörtte biri, hatta cennetliklerin üçte biri, hatta cennetliklerin yarısı olacağınızı ve öbür ikinci yarıyı da onlarla paylaşacağınızı ümid ederim." İbn Kesîr, Tefsir, IV, 285. Bu hadisi Ebû Hüreyre rivâyet etmiş, el-Maverdî ve başkaları da zikretmişlerdir. Bu anlamdaki bir rivâyet Müslim'in Sahih'inde Abdullah b. Mesud'un rivâyet ettiği bir hadis olarak da sabit olmuştur Müslim, I, 200; Buhâri, V, 2392; Hakim, Müstedrek, IV, 621; İbn Mâce, II, 1432; Müsned, I, 386, 437, 445. Bununla sanki âyetin mensûh olduğunu kastetmiş gibidir. Fakat daha kuvvetli görülen, âyetin muhkem olduğudur. Çünkü âyet (neshin sözkonusu olduğu hükümleri bildiren bir âyet olmayıp) haber ifade etmektedir. Diğer bir sebep ise bu hususların (azlık ve çoklukların) birbirinden farklı iki kesim hakkında sözkonusu edilmesini görmemizdir. el-Hasen dedi ki: Bizden öncekiler arasından olup ileriye geçenler (es-sâbîkun) bizim ümmetimizin ileriye geçenlerinden fazladır. Bundan dolayı yüce Allah: "Birazı da sonrakilerdendir" diye buyurmuş, fakat es-sâbîkunun dışında olan Ashabu'l-yemin hakkında ise: "Öncekilerden de çok vardır, sonrakilerden de çok vardır" (39-40. âyetler) diye buyurmuştur. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in: "Cennetliklerin yarısı olacağınızı ümit ederim" diye buyurması ve sonradan da yüce Allah'ın: "Öncekilerden de çok vardır, sonrakilerden de çok vardır" âyetini okuması da bundandır. Mücahid dedi ki: Burada sözü edilenlerin hepsi bu ümmettendir. Süfyan, Eban'dan, o Said b. Cübeyr'den, o İbn Abbâs'tan, o Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'dan: "Her iki çokluk ta benim ümmetimdendir." Taherî, Tefsir, XXII, 191. Bununla da: "Öncekilerden de çok vardır, sonrakilerden de çok vardır" âyetini kastetmektedir. Bu görüş Ebû Bekr es-Sıddık (radıyallahü anh)'dan da rivâyet edilmiştir. Ebû Bekir (radıyallahü anh) dedi ki: Her iki "çokluk" da Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'in alametindendir. Bunlar arasından kimisi onun ümmetinin ilkleri arasındadır, kimileri de sonraki gelenler arasındadır. Bu da yüce Allah'ın: "Onlardan kimisi nefsine zulmedicidir, kimisi itidal üzeredir, kimisi de Allah'ın izni ile hayırlarda öne geçmiştir" (Falir, 35/32) âyetini andırmaktadır. Şöyle de açıklanmıştır: "Birçoğu öncekilerden" bu ümmetin ilk dönemlerinde gelenlerdendir. Öncekilerin mertebesine ulaşıncaya kadar itaat olan işlerde elini çabuk tutan "birazı da sonrakilerdendir." İşte bundan dolayı Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Sizin en hayırlınız benim çağdaşım olan nesildir " Müslim, IV, 1964; Buhâri, 11, 938, V, 2362, VI, 2463; Nesâî, VII, 17; Müsned, I, 438, II, 410, 479, IV, 427, 436. diye buyurmuştur. Daha sonra yüce Allah Ashabu'l-yemin arasında öncekilerle sonrakilerin eşit olduğunu bildirmiştir. "(........): Birçok" lâfzı; "O şeyi kestim" kökünden gelmektedir. Buna göre 'in ifade ettiği anlam "fırka" hıfzının anlamına benzemektedir. Bu açıklamayı ez-Zeccâc yapmıştır. |
﴾ 14 ﴿