2Onlar yeminlerini kalkan edindiler de Allah'ın yolundan yan çizdiler. Gerçekten de onların bu yaptıkları ne kötüdür. Bu âyete dair açıklamalarımızı üç başlık halinde sunacağız; 1- Kalkan Edinilen Yeminler: "Onlar yeminlerini kalkan" örten bir siper "edindiler." Bu âyet, daha önce geçen: "Şehadet ederiz ki muhakkak sen Allah'ın Rasûlüsün" (1. âyet) âyetine işaret değildir. Bu, Buhârî ve Tirmizî'nin nüzul sebebi ile ilgili olarak sözünü ettikleri İbn Ubeyy'in yemin ederek o sözleri söylemediğine işarettir. ed-Dahhak dedi ki: Bununla onların Allah adına yemin ederek; "Şüphesiz ki onlar sizdendirler" diye söyledikleri sözleri kastetmektedir. Bir diğer görüşe göre onların yeminlerinden kasıt, yüce Rabbimizin et-Tevbe Sûresi'nde haber verdiği; "Onlar (o sözü) söylemediklerine dair Allah adına yemin ederler" (et-Tevbe, 9/74) dîye sözünü ettiği yeminleridir. 2- "Allah Adına Şahitlik Ederim..." vb. Lâfızların Yemin Oluşu: Bir kimse: Allah adına kasem ederim yahut Allah adına şahitlik ederim yahut Allah adına kesinlikle söylerim yahut Allah adına yemin ederim yahut Allah adına kasem ettim yahut Allah adına şahitlik ettim, Allah adına kesinlikle söyledim ya da Allah adına yemin ettim diyecek olur da bütün bunlarda "billahi: Allah adına yemin ederim" diyecek olursa, bunun yemin olduğunda görüş ayrılığı yoktur. Malik ve mezhebine mensup ilim adamlarına göre de şayet; "Kasem ederim, şahitlik ederim, kesinlikle söylerim ya da yemin ederim" deyip de -Allah adına demeyi kastetmesi şartıyla- fakat "Allah adına..." demeyecek olursa, yine durum böyledir. Ancak şayet "billahi; Allah adına" demeyi kastetmemiş ise yemin olmaz. el-Kiya (et-Taberi) bunu Şafii'nin görüşü olarak da nakletmiştir. Şafii dedi ki: Yemin etmek niyetiyle; Allah adına şahitlik ederim diyecek olursa, bu yemin olur, Ebû Hanife ve mezhebine mensup ilim adamları da şöyle demişlerdir: Allah adına şahitlik ederim ki, gerçekten şu olmuştur, diyecek olursa, bu bir yemin olur. Şayet yemin niyeti olmaksızın: Şehadet ederim ki böyle oldu, diyecek plursa, bu da bu âyet-i kerîme dolayısıyla bir yemin olur. Çünkü yüce Allah münafıkların şahitliklerini sözkonusu ettikten sonra: "Onlar yeminlerini kalkan edindiler" diye buyurmaktadır. Şafii'ye göre ise bu -yemin niyetiyle dahi olsa- yemin olmaz. Çünkü yüce Allah'ın: "Onlar yeminlerini kalkan edindiler" âyeti ile yüce Allah'ın; "Dediler ki: Şehadet ederiz ki..." âyeti kastedilmemiştir. Bununla ancak et-Tevbe Sûresi'nde yer alan: "Söylemediklerine dair Allah'a yemin ederler" (et-Tevbe, 9/74) âyeti kastedilmektedir. 3- Münafıklar Allah'ın Hükümlerinin Uygulanmasını Engelleyerek Allah'ın Yolunu Engellerler: "Allah'ın yolundan yan çizdiler." O'ndan yüz çevirdiler. Buradaki: "Yan çizdiler" âyeti: mastarından gelmektedir; ya da mü’minleri Allah'ın haklarında uygulanması gereken öldürülmek, esir alınmak, mallarının alınması gibi Allah'ın hükümlerini uygulamaktan çevirdiler, döndürdüler, demektir. O vakit bu: mastarından gelen bir fiildir ya da kendileri geri kalıp başkalarının da onlara uyması suretiyle insanların cihâda çıkmalarına engel oldular. Şöyle de açıklanmıştır: Onlar yahudilerle müşrikleri İslâm'a girmekten alıkoydular. Bunu da: İşte bizler onları inkâr ediyoruz. Eğer Muhammed gerçek bir peygamber olsaydı, bizim bu halimizi bilir ve bizi başkalarının ibret alacağı bir şekilde cezalandırırdı, demeleri ile oluyordu. Yüce Allah böylece onlarının hallerinin kendisine gizli kalmadığını fakat O'nun; imanı açığa vuran kimseye zahiren imanın hükümlerinin uygulanması şeklinde hükmettiğini açıklamıştır. "Gerçekten de onların bu yaptıkları ne kötüdür!" Yani münafıklıkları, yalan yeminleri ve Allah'ın yolundan alıkoymaları şeklindeki bu kötü amelleri oldukça kötü İşlerdir. |
﴾ 2 ﴿