6

Bunun sebebi şu ki: Peygamberleri kendilerine apaçık delillerle geliyorlardı da onlar: "Bizi bir insan mı hidayete götürecek" diyerek inkâr etmiş ve yüz çevirmişlerdi. Allah da muhtaç olmadığını göstermişti. Allah muhtaç olmayandır, her hamde lâyıktır.

"Bunun" onlara yapılan bu azâbın

"sebebi şu ki: Peygamberleri kendilerine apaçık delillerle" açık seçik belgelerle

"geliyorlardı da onlar" kendilerine gelen rasûlleri inkâr ettiler ve insanlardan rasûl gönderilmesini kabul etmeyerek

"bizi bir İnsan mı hidayete götürecek, diyerek inkâr etmiş ve yüz çevirmişlerdi."

Âyetteki:

"Bir insan mı" lafzi mübtedâ olarak merfu gelmiştir. Bir fiilin takdiri ile merfu olduğu da söylenmiştir. Fiilin çoğul gelmesi "beşer; insan" lâfzının manasının çokluk ifade etmesinden dolayıdır. Bundan dolayı: "Bizi hidayete iletecekler" diye buyurulmuş; "Bizi hidayete iletecek" denilmemiştir. Arapçada bazan tekil çoğul anlamında da kullanılır. O takdirde bu bir cins isim olur. "Beşer"in tekili "insan"dır. Kendi lâfzından tekili yoktur. Kimi zaman çoğul da tekil anlamında kullanılabilir. Yüce Allah'ın:

"Bu bir beşer değildir" (Yusuf, 12/31) âyeti gibi.

"... diyerek inkâr etmiş" yani bu sözü söyleyerek inkâr etmişlerdi. Çünkü onlar bu sözlerini küçümseyerek söylemişlerdi. Allah'ın kullarından dilediği kimseyi peygamber olarak göndereceğini bilmemişlerdi.

Bir başka açıklamaya göre onlar rasülleri inkâr elliler, ortaya konulan delillere arkalarını döndüler, îman etmekten ve verilen öğütlerden yüz çevirdiler.

"Allah da" Mukâtil 'in açıklamasına göre mutlak egemenlik ve hakimiyetiyle kullarının itaatine

"muhtaç olmadığını göstermişti." Şöyle de açıklanmıştır: Yüce Allah delilleri o kadar göstermiş, açıklamalarını o kadar ileri derecede yapmıştı ki artık doğruya çağırmak ve hidayete iletmek için bundan daha fazlasına ihtiyaç duyulmuyordu.

6 ﴿