2Allah size yeminlerinizi çözme yolunu göstermiştir. Allah mevlanızdır sizin. O, en iyi bilendir, Hakimdir. Bu âyete dair açıklamalarımızı üç başlık halinde sunacağız: 1- Haram Kılmak Şeklindeki Yemin ve Keffûreti; "Allah size yeminlerinizi çözme yolunu göstermiştir" âyetinde sözü geçen "yeminin çözülmesi"; onun için keffârette bulunmak demektir. Sizler, hakkında yemin ettiğiniz şeyi tekrar mubah kılmayı arzu edecek olursanız (yemin keffâretinde bulununuz) demektir. Bu da yüce Allah'ın el-Mâide Sûresi'nde yer alan: "Bunun keffâreti... on fakiri doyurmak...dır." (el-Mâide, 5/89) âyetinde gösterilmiştir, Bundan şu sonuç ortaya çıkmaktadır: Bir kimse yiyecek ya da içecek herhangi bir şeyi haram kılacak olursa, bize (Mâlikî mezhebine) göre haram olınaz. Çünkü önceden de açıkladığnruz gibi keffâret yemin dolayısıyladır, haram kılmak dolayısıyla değildir. Ebû Hanife ise bunu her hususta bir yemin olarak kabul eder ve haram kıldığı şeyde maksat olarak gözetilen faydalanma yolunu gözönünde bulundurur. Buna göre yiyecek bir şeyi haram kılarsa, onu yememeye yemin etmiş olur. Bir cariyeyi haram kılarsa, onunla ilişki kurmamayı kastettiği, eşini haram kılmayı ifade ederse, eğer bir niyeti yoksa, îla kabul edilir. Eğer zihân niyet ederse zihâr, talâkı niyet ederse bain bir talâk olur. İki ya cia üç talâk niyet ederse de durum böyledir, Şayet; Ben yalan söylemeyi niyet ettim derse, Allah ile başbaşa bırakılır fakat mahkemede îla iptal edilmek suretiyle bu dediği kabul edilmez. Eğer; Helâl olan herşey bana haram olsun diyecek olursa, bir niyeti de yoksa bu sadece yiyecek ve içecekler hakkında kabul edilir. Aksi takdirde niyetine göre hüküm verilir, Şafii ise böyle bir ifadenin (haram kılmanın) yemin olmadığı fakat sadece kadınlar hakkında keffârete sebep teşkil ettiği görüşündedir. Eğer talâkı niyet ederek söylerse, -önceden de açıklandığı gibi- bu ona göre ric'î bir talâk olur. Eğer bir şey yememek üzere yemin edecek olursa, yeminini bozar ve keffârette bulunur, 2- Cariyesini veya Hanımını Kendisine Haram Kılmanın Cezası: Cariyesini ya da eşini kendisine haram kılarsa, bir yemin keffâreti gerekir. Nitekim Müslim'in Sahih'inde İbn Abbâs'tan şöyle dediği zikredilmektedir: Erkek hanımını kendisine haram kılacak olursa, bu bir yemindir, onun için keffârette bulunur der ve; "Yemin olsun sizin için Rasûlullah’ta uyulacak güzel bir örnektir" (el-Ahzab, 33/21) diye eklemiştir. Müslim, II, 1100; Dârakutnî, IV, 41; Müsned, I, 22^, Tayalisi, Müsned, I, 343 3- Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Haram Kılmak Sebebiyle Keffârette Bulunmuş mudur?: Denildiğine göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yeminine keffârette bulunmuştur. el-Hasen'den keffârette bulunmadığını belirttiği rivâyet edilmiştir. Çünkü Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın geçmiş ve gelecek bütün günahları zaten bağışlanmıştı. Bu sûrede söz,ü edilen yemin keffâreti ise, ümmete verilmiş bir emirden ibarettir. Ancak birinci görüş daha doğrudur ve bununla kastedilen Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'dır. Ümmet ise bu hususta ona uyar. Daha önce Zeyd b. Eslem'den, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın bir köle azad ederek keffârette bulunduğunu kaydetmiş bulunuyoruz. Mukâtil 'den rivâyete göre de Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Mariye'yi kendisine haram kıldığı için bir köle azad etmişti. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Bir başka görüşe göre yüce Allah sizlere cariyeleri helâl kılmayı farz kılmıştır. O: "Peygamberi lehine Allah'ın farz kıldığı şeylerde Peygambere hiçbir vebal yoktur." (el-Ahzab, 33/38) âyetinde Allah'ın kendisine helâl olan kadınlar hakkında onun için teşri buyurmuş olduğu hususlarda bir vebal olmadığını açıklamaktadır. Yani yüce Allah size cariyelerinizi helâl kılmış bulunmaktadır. O halde; Allah onu sana helâl kılmışken Mariye'yi kendine ne diye haram kılıyorsun? Burada sözü geçen: "Yeminin çözülmesi"nin istisna anlamında olduğu da söylenmiştir. Yüce Allah yeminin dışına çıkartan istisnada bulunmayı size göstermiştir, demektir. Diğer taraftan bazılarına göre kişi ne zaman isterse yeminlerinde istisna yapabilir; velev ki arada bir süre geçmiş olsun. Ancak çoğunluğa göre istisna ancak yemin ile muttasıl olarak caizdir. Buna göre şöyle buyurmuş gibidir: Artık bundan sonra hakkında yemin ettiğin hususlarda istisna yap! Yeminin çözülmesi, keffâret ile helâl kılınması demektir! Çözme" lâfzının asli; şeklinde olup "lam" harfleri idgam edilmiştir. kipi de kipinin mastar şekillerindendir. "Tesmiye" ve "tavsiye" gibi. O halde; "Yeminin çözülmesi" helâl kılınması demektir. Sanki yemin etmek bir düğüm atmak, keffâret … onu çözmek gibidir. "Çözme"nin keffâretin kendisi olduğu da söylenmiştir. Yani keffâret yemin eden kimsenin kendisine haram kıldığı şeyi çözer. Bu da şu demektir; Kişi keffârette bulundu mu hiç yemin etmemiş kimse gibi olur. "Allah mevlânızdır sizin." Kendinize haram kılmış olduğunuz hususlardaki yasağı ortadan kaldırmak ve yaptığınız yeminleri keffâret ile çözmeye ruhsat vermek, keffâret olmak üzere yaptıklarınıza karşılık sevap vermek suretiyle sizin dostunuz ve yardımcınızdır. |
﴾ 2 ﴿