2

O hanginizin daha güzel amelde bulunacağını denemek üzere ölümü ve hayatı yaratandır. O Azizdir, Gafûrdur.

Bu âyete dair açıklamalarımızı iki başlık halinde sunacağız:

1- Ölüm ve Hayat:

"O... ölümü ve hayatı yaratandır" âyeti ile ilgili olarak şöyle denilmiştir: Yani O, sizi ölüm için ve hayat için yaratmıştır. Bu da dünya hayatında ölüm için, ahiret hayatında da hayat için yaratmıştır, demektir. Ölümü hayattan önce zikretmesinin sebebi ise ölümün kahredici özelliğinin bulunmasından dolayıdır. Nitekim yüce Allah kızları, oğlan çocuklardan önce zikrederek;

"Dilediğine kızlar ihsan eder..." (eş-Şurâ, 42/49) diye buyurmaktadır.

Ölümü önce zikretmesinin, daha önce var olmasından dolayı olduğu da söylenmiştir. Çünkü eşya başlangıçta ölü hükmünde idi. Nutfe, toprak ve buna benzerlerinde olduğu gibi.

Katade dedi ki: Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyururdu: "Şüphesiz yüce Allah, Âdemoğullarını ölüm ile zelil kılmış, dünyayı hayat yurdu, sonra ölüm yurdu, âhireti ise mükâfat yurdu, sonra da ebedi kalınacak yurt kılmıştır." Taberî, Câmiu'l-Beyân, XXIX, İde Katade’nin âyeti açıklaması olarak; ayrıca bk. İbn Kesîr, Tefsir, IV, 397

Ebû'd-Derdâ'dan rivâyete göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Üç şey olmasaydı Âdemoğlu asla başını önüne eğmezdi. Fakirlik, hastalık ve ölüm. Bununla birlikte o, yine çok atılgandır." Ebû Nuaym, Hilye, VII, 277de; Abdurrahman b. Ali Ehııl-Ferat, Safvetu's-Safve, Beyrut 1399/1977, II, 234'cle Süfyan b. Uyeynenin sözü alarak.

2- Ölümün Hayattan Önce Sözkonusu Edilmesinin Sebebi:

"Ölümü ve hayatı yaratandır" âyetinde, hayattan önce ölümü zikretmektedir. Çünkü insanlar arasında amelde bulunmaya en çok koşan kişi. ölümü sürekli gözünün önünde bulundurandır. O halde âyet-i kerimenin zikredilmesinde gözetilen maksad açısından daha önemli olduğundan ötürü ölüm öne alınmıştır.

İlim adamları şöyle demiştir; Ölüm ne katıksız bir yokluk, ne de sadece bir yok oluştur. O sadece ruhun beden ile ilişkisinin kesilip, ayrılması, ikisi arasında bir engel oluşturmasıdır. Bir halden bir diğerine değişmek ve bir yurttan diğerine taşınmaktır. Hayat ise bunun aksidir.

İbn Abbâs, el-Kelbî ve Mukâtil 'den şöyle dedikleri nakledilmektedir; Ölüm ve hayat iki cisimdir. Ölüm bir koç şeklinde yaratılmış olup her neye uğrarsa ve her ne onun kokusunu alırsa mutlaka ölür. Hayat da ablak (siyah-beyaz karışımı bir renkte) dişi bir kısrak suretinde yaratılmıştır. -Cebrâîl'in ve peygamberlerin bindiği at bu idi,- Adımını gözün görebildiği kadar atar. Eşekten yüksekçe, katırdan alçakçadır. Her neye uğrayıp, kokusunu alırsa mutlaka hayat bulur. Her neyi çiğnerse mutlaka hayat bulur, İşte Sâmirî'nin, izinden bir avuç alıp buzağı heykelinin üzerine attığı ve dirilmesine sebeb teşkil eden at budur, (Bk. Tâ-Hâ, 20/96. âyetin tefsiri) Bunu es-Sa'lebî ve el-Kuşeyrî İbn Abbâs'tan nakletmişlerdir. el-Maverdî de bu anlamdaki açıklamayı Mukâtil ve el-Kelbî'den zikretmektedir.

Derim ki: Kur'ân-i Kerîm'de de şöyle buyurulmaktadır:

"De ki: Size vekil kılınan ölüm meleği sizin ruhunuzu alır." (es-Secde, 32/11);

"Meleklerin o kâfirlerin... canlarını alırken bir görseydin!" (el-Enfal, 8/50) Yine yüce Allah:

"...Elçilerimiz onun ruhunu alırlar" (el-Enâm, 6/61) diye buyurduğu gibi, bir başka yerde de:

"Allah ölümleri vaktinde ruhları alır" (ez-Zümer, 39/42) diye buyurmaktadır. O halde; melekler üstün ve şerefli aracılardır. Allah'ın salât ve selâmı üzerlerine olsun, Gerçek manada öldüren ise yüce Rabbimizdir. Ölüm -sahih haberde vârid olduğu gibi- âhirette bir koç suretinde gösterilecek ve Sırat üzerinde boğazlanacaktır. Müslim, IV, 2188; Buhârî, IV, 1760; Müsned. III, 90

İbn Abbâs'tan zikredilen bu rivâyetin ise; bu hususta mazereti urtadan kaldıracak (yani bu rivâyeti reddetmeye ihtimal bırakmayacak) sahih bir habere ihtiyacı vardır. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.

Yine Mukâtil 'den şöyle dediği zikredilmiştir: Ölümü yarattı. Yani nutfeyi, alakayı ve bir çiğnem eti yarattı. Hayatı yarattı yani o bir insan yarattı ve ona ruh üfledi, o da insan oldu.

Derim ki: Bu güzel bir görüştür. Buna yüce Allah'ın:

"Hanginizin daha güzel amelde bulunacağını denemek üzere..." âyeti delil teşkil etmektedir. Bu hususa dair açıklamalar daha önceden el-Kehf Süresi'nde (18/7. ve 30. âyetlerin tefsirinde) geçmiş bulunmaktadır.

es-Süddî yüce Allah'ın:

"O hanginizin daha güzel amelde bulunacağını denemek üzere ölümü ve hayatı yaratandır" âyeti hakkında şöyle demiştir: Hanginizin ölümü daha çok hatırlayacağını, ona daha güzel hazırlanacağını, hanginizin ondan daha çok korkup ondan sakınacağını ortaya çıkarmak için... demektir.

İbn Ömer dedi ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yüce Allah'ın:

"Bütün mülk elinde olanın şanı ne yücedir... O hanginizin daha güzel amelde bulunacağını denemek üzere ölümü ve hayatı yaratandır" âyetine kadar okudu ve şöyle buyurdu: "(Kimin) Allah'ın haramlarından daha çok çekineceğini, Allah'a itaatte elini daha çok çabuk tutacağını,.." Taberi, Câmiu'l-Beyân, XII,

"Denemek üzere..." âyeti size deneyenin muamelesi ile muamele etmek üzere demektir. Yani kulu, sabrını ortaya çıkarmak için ölümü kendisine ağır gelecek olan kimsenin ölümü ile şükrünü ortaya çıkarmak için hayat ile denemek üzere... demektir.

Bir başka açıklamaya göre; Allah ölümü öldükten sonra diriliş ve amellerin karşılığını görmek için, hayatı da sınanmak için yaratmıştır. Buna göre:

"Sizi sınamak üzere" âyetindeki "lam" ölümün yaratılmasına değil, hayatın yaratılmasına taalluk eder. Bunu ez-Zeccâc zikretmiştir.

el-Ferrâ'' ve yine ez-Zeccâc şöyle demişlerdir:

"Sınamak" fiili:

"Hangi" lâfzında amel etmez. Çünkü "sınamak" ile "hangi" arasında bir fiil takdir edilmiştir. Bu; "Hanginizin daha çok itaat ettiğini göreyim diye sizi sınadım" demeye benzer. Yüce Allah'ın.

"Sor onlara! Buna hangileri kefildir?" (el-Kalem, 68/40) âyeti da (bu yönüyle) buna benzemektedir. Bu da onlara sor, sonra hangilerinin... bak, demektir. O halde âyet-i kerimedeki:

"Hanginizin" lâfzı mübtedâ olarak merfudur,

"Daha güzel" lâfzı da onun haberidir. Anlam da şöyle olur: Sizi sınayıp hanginizin amelinin daha güzel olduğunu ortaya çıkarmak ya da göstermek için... (ölümü ve hayatı yaratandır), demektir.

"O" kendisine karşı gelip isyan edenlerden intikam alışında güçlü olan

"Azizdir." Tevbe eden kimselere çokça bağışlayıcı olan

"Gafûrdur."

2 ﴿