4

Semüd ve Âd, kalpleri dehşetle ürperteni (Karia'yı) yalanladılar.

Bu âyetle kıyâmet gününü yalanlayanları sözkonusu etmektedir.

"Kalpleri dehşetle ürperten (el-Kâria)"; kıyâmet günü demektir. Ona bu İsinin veriliş sebebi dehşetli halleriyle insanları musibetle ürperttiğinden dolayıdır.

"Onlara zamanın kariaları (yani dehşetli ve zorlu halleri) isabet etti" denilir. Yine "Filanın kanalarından (onun sebep olacağı musibetlerden) dilinin ısırıcı ve eziyet verici sözlerinden Allah'a sığınırız" denilir.

"Kur'ân’ın kariaları" ise insanın cinlerden ya da insanlardan korkması halinde okuduğu âyet-i kerimelere denilir. Âyete'l-Kürsi gibi. Sanki bu âyet şeytanı korku ve dehşete düşürdüğünden dolayı bu isim verilmiş gibidir.

"Karia"nın bir kavmi yükseltip diğerlerini alçaltmak hakkında kullanılan "el-kur'a"dan alınmış olduğu da söylenmiştir. Bu açıklamayı el-Müberred yapmıştır.

"Karia" ile dünya hayatında iken onların başına inen azâbın kastedildiği de söylenmiştir. Çünkü peygamberleri bunlarla onları korkutuyor, onlar da onu yalanlıyorlardı.

Semûd, Salih (aleyhisselâm)’ın kavmidir. Onların diyarları Şam ile Hicaz arasında el-Hicr denilen yerde idi. Muhammed b. İshak dedi ki: Burası Vadi’l-Kura diye bilinen yerdir. Bunlar Arap idiler. Âd ise Hud (aleyhisselâm)'in kavmidir. Bunların yurdu da el-Ahkaf denilen yerde idi. el-Ahkaf ise Uman ile Hadramevt arasındaki kumluk yer ile Yemen'in tamamıdır. Bunlar da güçlü, kuvvetli bir yaratılışa sahip Arap bir kavim idiler. Bunları Muhammed b. İshak sözkonusu etmiştir. Daha önceden de (el-A’raf, 7/65- âyet ve devamının tefsirinde) geçmiş bulunmaktadır.

4 ﴿