NÂZİAT SÛRESİRahmân ve Rahîm Allah'ın İsmi ile Mekke'de indiği hususundu görüş birliği vardır. Kırkbeş ya da kırkaltı âyet-i kerimedir. 1Yemin olsun şiddetle söküp çıkaranlara, "Yemin olsun şiddetle söküp çıkaranlara" âyetinden itibaren yüce Allah, sözünü ettiği bu hususlarla kıyâmetin gerçek olduğuna yemin etmektedir. "Söküp çıkaranlar", kâfirlerin ruhlarını şiddetle süküp çıkaran meleklerdir. Bu açıklamayı Ali (radıyallahü anh) yapmıştır. İbn Mes’ûd, İbn Abbâs, Mesrûk ve Mücahid de böyle demişlerdir: Bunlar Âdem oğullarının canlarını şiddetle söküp çıkartan meleklerdir. İbn Mes’ûd dedi ki: Bu âyetle kâfirlerin canlarını kastetmektedir. Ölüm meleği, cesetlerinden herbir kılın altından, tırnakların altından, ayakların dibinden tıpkı bir demir çubuğunun nemli yünden çekilip çıkartılması gibi, kâfirlerin canlarını, cesetlerinden öylece çıkartır. Sonra bunu tekrar sokar, yani o canlarını bedenlerine geri döndürür, sonra tekrar söküp çıkarır. İşte kâfirlere yapacağı uygulama böyle olacaktır. İbn Abbâs da böyle açıklamıştır. Said b. Cübeyr dedi ki: Önce ruhları alınır, sonra tekrar batınlır, sonra yakılır, sonra da cehennem ateşine atılır. Şöyle de açıklanmıştır: Kâfir, kendi canını vücudundan sökülüp alınması halinde âdeta batı yormuş gibi görür. es-Süddî dedi ki: "Yemin olsun ... söküp çıkaranlara" âyeti ile kastedilen, göğüslerde boğulma zamanındaki canlar yani "nefisler"dir. Mücahid: Maksat canların çıkmasını sağlayan ölümdür. el-Hasen ve Katade: Bunlar bir ufuktan öbür ufuğa giden yıldızlardır. Bu da Arapların: Ona gitti" tabirlerinden yahutta: Atlar koştu" ifadelerinden alınmıştır. Şiddetle" lâfzı da batar "kaybolur ve bir ufuktan öbür ufuğa gidip doğar" demektir, Ebû Ubeyde, İbn Keysân ve el-Ahfeş de böyle açıklamıştır. "Söküp, çıkaranlar"ın ok atan yaylar olduğu da söylenmiştir ki; bu açıklamayı Atâ ve İkrime yapmıştır. "Şiddetlice" ise batırarak (yerleştirerek) anlamındadır. Okun yayda batırılması ise alabildiğine geriye doğru demir ucuna ulaşıncaya kadar gerilmesi demektir. (Oku) yayda batırdı" tabiri onu gerebildiği kadar gerdi, anlamındadır. Bu da yayın, okun yerleştirildiği kısmının, okun ucuna kadar ulaşması ile olur. (Aynı kökten gelen) "istiğrak" da bir şeyi tam anlamıyla kapatmak ve kuşatmak demektir. Yumurtanın içerdeki zarına da -aynı kökten gelmek üzere denilir. Maksadın ok atan gaziler olduğu da söylenmiştir. Derim ki: Bu ve bundan bir önceki görüş aynıdır. Çünkü yaylara yemin edildiği takdirde maksat, büyüklüklerine dikkat çekmek maksadı ile ok atanlardır. Bu da yüce Allah'ın: "Yemin olsun harıl harıl koşan atlara" (el-Âdiyât, 100/1) âyetini andırmaktadır. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Burada "iğrâk: şiddetle söküp çıkarmak" ile çıkarmakta en ileri dereceye varmayı kastetmiştir ki; bu da bu lâfzın bütün tevil şekilleri hakkında uygun bir açıklamadır. Kastedilenin otlaklardan uzaklaşıp, kaçan yabani hayvanlar olduğu da söylenmiştir. Bu açıklamayı Yahya b. Sellâm nakletmiştir. " Şiddetlice" lâfzı ise, uzaklaşmakta oldukça ileri gitmek demek olur. |
﴾ 1 ﴿