MUTAFFİFÎN SÛRESİ

Rahmân ve Rahîm Allah'ın İsmi ile

İbn Mes’ûd, ed-Dahhâk ve Mukâtil 'in görüşüne göre, Mekke'de inmiştir. el-Hasen ve İkrime'nin görüşüne göre Medine'de inmiştir. Otuz altı âyettir.

Mukatsl dedi ki: Bu Medine'de inmiş ilk sûredir. İbn Abbâs ve Katade dedi ki: Yüce Allah'ın:

"Şüphe yok ki o günahkarlar.,." (el-Mutaffifin, 83/29) âyetinden itibaren sûrenin sonuna kadarki Mekki olan sekiz âyet müstesna Medine'de inmiştir.

el-Kelbî ve Cabir b. Zeyd de: Mekke ile Medine arasında inmiştir, demişlerdir.

1

Ölçü ve tartıları eksik yapanların vay haline!

Bu âyete dair açıklamalarımızı altı Merhum müfessirin buradaki ibaresi "dört" tür. İlk dört başlık, ilk iki ayetin tefsirine dairdir. Üçüncü ayetin tefsirini de ayrıca iki başlık halinde yaptığından biz de burada "dört yerine "altı1 demeyi tercih ettik. başlık halinde sunacağız:

1- Âyetlerin Nüzul Sebebi:

Nesâî'nin rivâyetine göre İbn Abbâs söyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Medine'ye geldiğinde (Medineliler) ölçü ve tartı itibariyle insanların en kötüleri idiler. Yüce Allah:

"Ölçü ve tartıları eksik yapanların vay haline!" âyetini indirdi, onlar da bundan sonra Ölçülerini güzel yapmaya başladı. Nesâî, es-Sunenu'l-Kübrâ, VI, 508; İbn Hibban, Sahih, XI, 286; Hakim, Müstedrek, II, İbn Mace, II. 748; Taberânî, Kebir, XI, 371; İbn Hacer, Fethu'l-Bâri, VIII, 396 -.senedinin sahih olduğu kaydıyla

el-Ferrâ' dedi ki: Onlar, bugüne kadar insanlar arasında en eksiksiz ölçü yapan kimselerdir.

İbn Abbâs'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Bu Medine'ye gelip konakladığı vakit Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a nazil olmuş İlk sûredir. Bu özellik onlarda vardı. Onlar bir şey satın aldıkları vakit, daha fazla bir ölçekle alırlardı. Fakat sattıklarında, ölçü ve tartıyı eksik yaparlardı. Bu sûre nazil olunca, bu işten vazgeçtiler. O bakımdan onlar bugüne kadar insanlar arasında en eksiksiz ölçü yapanlardır.

Bir kesim de şöyle demiştir: Âyet. Ebû Cuheyne diye bilinen ismi Amr olan bir kişi hakkında inmiştir. Bu adamın iki tane sâ'ı (kilesi) vardı. Birisi ile satın alıyor, birisi ile diğerlerine veriyor (satıyor)du. Bu açıklamayı da Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) yapmıştır Heysemi, Mecma', VII, 135; ayrıca bk. Müsned, II, >45; Üın Sa'ci, Tabakat, IV, .i9.

2- "Veyl: Vay":

"Veyl: vay"; âhirette azâbın şiddeti anlamındadır. İbn Abbâs dedi ki: Bu, cehennemdeki bir vadinin ismi olup. cehennemliklerin irinleri o vadide akar. Yüce Allah'ın:

"Ölçü ve tartıları eksik yapanların vay haline!" âyetinde geçen odur. Ölçü ve tartılarını eksik yapan kimseler için veyl (vadisi) vardır, demektir.

İbn Ömer'den rivâyet edildiğine göre o şöyle demiştir: Ölçü ve tartıyı eksik yapan"; öiçmesi adil olmadığını bildiği bir başka ölçü aletini ücretle kiralayıp, kullanan kimsedir. Bu işin vebali ona aittir.

Başkaları da şöyle demiştir: Tatfif (eksik yapmak); ölçüde, tartıda, abdestte, namazda ve konuşmalarda olur.

Muvatta’'da Malik şöyle demiştir: Her şey hakkında vefa (eksiksiz yerine getirmek, ödemek) ile tatfif (eksik yapmak) kullanılır Muvatta’, , 12.

Salim b. Ebi’l-Ca'd'den şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Namaz bir ölçü ile yapılır. Kim bunu eksiksiz yaparsa, lehinedir, kim de eksik yaparsa yüce Allah'ın bu hususta ne dediğini çok iyi biliyorsunuz:

"Ölçü ve tartıları eksik yapanların vay haline!"

3- "el-Mutaffif: Eksik Ölçüp Tartan" Tabirinin Dil Yönünden Açıklaması:

Dilciler der ki: Eksik ölçüp, tartan lâfzı 'den alınmış olup bu da, "az olan" demektir. Bu lâfız, karşı tarafın hakkını ölçü veya tartıda eksik veren kimse hakkında kullanılır.

ez-Zeccâc dedi ki: Bu mastarın ism-i failinin "mutaffıf" diye gelmesi, onun ölçü ve tartıdan ancak çok hafif ve tafif (önemsenmeyecek kadar az) şeyleri çalmasından dolayıdır. Bu kelime; Bir şeyin kenarı, kıyısı" lâfzından alınmıştır. Mekkûk diye bilinen (ve bir buçuk sa' aldığı söylenen ölçü kabının etrafını dolduran demektir. ) de aynı anlamdadır. Hadiste de şöyle buyurulmuştur: "Hepiniz Âdem'in oğullarısınız artık sa' eksik kalmıştır" "Birbirinize yakınsınız, demektir," Münziri, Terğib, III, 375 siz onu dolduramıyorsunuz. Müsned, IV,' 145, 158; Taberâni, Kebir, XVII, 295.

Bu tabir da sâ'ın dolmaya yaklaşmakla birlikte dol maması anlamındadır. Hadisin anlamı şudur: Sizin kiminiz kiminizdensiniz. Takva dışında kimsenin başkasına bir üstünlüğü yoktur.

(Ti harfi) ötreli olarak: Ölçünün üst tarafında olan" demektir. Kenarlarına, kıyılarına kadar dolan kab" anlamındadır. Bu kökten olmak üzere; Onu kenarlarına (tepesine) doldurdum" denilir.

"(.......): Ölçünün eksik bırakılması" demektir ki, bu da kenarlarına (tepesine) doldurulmaması anlamına gelir.

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in, atların yarışlarını sözkonusu ederken, İbn Ömer'in söylediği; Ben de o gün bir binici idim, insanları geride bıraktım, öyle ki at beni Zureykoğulları mescidine kadar götürdü, hatta neredeyse mescidin hizasına kadar gelecekti Müsned, 11, 5. âyetinde bu tabir: "Beni hızlıca koşturdu, alıp götürdü' anlamında kullanılmıştır.

4- "Mutaffif (Eksik Ölçen ve Tartan)":

"Mutaffif, önceden de açıkladığımız gibi, ölçü ve tartıda (karşısındakini) zarara sokan, eksik veren, tam ölçüp tartmayan kimse demektir. İbnu'l-Kasım'ın, Malik'ten rivâyetine göre, Malik:

"Ölçü ve tartıları eksik yapanların vay haline!" âyetini okuyup şöyle demiştir: Sakın, eksik ölçüp tartma ve kimseyi aldatma! Buna karşılık ölçüye (sattığın, verdiğin şeyi) serbestçe bırak ve uygun bir şekilde dök. Nihayet tam ölçünce bu sefer yine elini serbest bırak ve tutma.

Abdu'l-Melik b. el-Madşun dedi ki: Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) tufaf (ölçüler doldurulurken üstte kalan yüksekçe kısım)ın silinmesini (düzeltilmesini) yasaklamış ve: "Bereket onun tepesindedir" diye buyurmuştur. (Abdu'l-Melik) dedi ki: Bana ulaştığına göre, Fir'avun'un ölçmesi demir ile (üst tarafını) silmek '(düzeltmek) seklinde idi.

1 ﴿