3

O ki; takdir edip, yol gösterendir.

"O ki takdir edip, yol gösterendir" âyetindeki: "Kaddera" "Takdir edip" âyetini Ali (radıyallahü anh) ile es-Sülemî ve el-Kisâî "dal" harfi şeddesiz olarak; "Kadera" diye okumuşlar, diğerleri ise şeddeli okumuşlardır. Her iki okuyuş da aynı anlamdadır. Yani her şekle (varlığa), kendisine uygun şekli verip öylece takdir etti.

"Yol gösterendir", irşâd edendir.

Mücahid dedi ki: Bedbahtlığı ve mutluluğu takdir edip, doğruluk ve sapıklığı gösterendir. Yine ondan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: İnsana mutluluk ve bedbahtlığını gösterdi, davarları da mer'alara iletti.

Bir diğer açıklamaya göre, onların temel gıdalarını ve rızıklarını takdir etti. Eğer insan iseler onlara mÂişet yollarını gösterdi, eğer hayvan iseler onlara mer'alarını gösterdi.

İbn Abbâs, es-Süddî, Mukâtil ve el-Kelbî'den yüce Allah'ın:

"Yol gösterendir" âyeti hakkında şöyle dedikleri rivâyet edilmiştir: O yarattıklarına erkeğin dişiye nasıl ulaşacağını öğretmiştir. Nitekim Tâ-Hâ Sûresi'nde şöyle buyurmuştur:

"Rabbiniz bütün herşeye hilkatini verip, sonra da doğru yolu gösterendir," Yani erkeği dişiye iletendir.

Atâ da şöyle demiştir: Herbir canlıya kendisine uygun olanı takdir edip yarattı ve ona iletti.

Eşyada menfaatleri yarattı, insana da, o eşyadan menfaatleri çıkartma yolunu gösterdi, diye de açıklanmıştır.

Bir diğer açıklamaya göre: O, her bir canlı için kendisine uygun olanı takdir etti ve onu uygun olana götüren yolu gösterdi. Ondan nasıl yararlanacağını öğretti.

Anlatıldığına göre, yılanın üzerinden bin yıl geçti mi kör olur. Yüce Allah, ona gözünü "râziyânic" denilen taze ot yaprağına sürecek olursa, gözlerinin göreceği ilhamını vermiştir. Bazan kendisi ile bu otun bulunduğu meskun yer arasında günlerce mesafenin bulunduğu bir çölde bulunur ve kör olmasına, mesafenin de uzaklığına rağmen bu kadar mesafeyi kateder ve sonunda buradaki bahçelerden birisinde bulunan râziyân ağacına atılır ve isabet etmemesi de sözkonusu olmaz. Gözlerini ona sürer ve yüce Allah'ın izniyle tekrar görür.

İnsanın sınırsız denecek kadar çok maslahatlarına, tesbit edilemeyecek kadar fazla olan gıda, ilaç gibi ihtiyaçlarına, din ve dünyasını ilgilendiren hususlarda hidayete iletilmesi, diğer taraftan hayvanların, kuşların, yeryüzündeki haşerelerin ilhamlara mazhar olmaları da çok geniş bir konudur ve pek büyük bir meseledir. Kimse bunları gereği gibi kuşatamaz, kavrayamaz. En yüce olan Rabbim, her türlü eksiklikten münezzehtir.

es-Süddi dedi ki: Yüce Allah, ceninin rahimde kalacağı süreyi dokuz ay, bundan daha az veya daha çok bir süre olarak takdir etmiş sonra da ona rahimden çıkış yolunu göstermiştir.

el-Ferrâ' dedi ki: Yani o takdir etti, doğru yolu gösterdi ve saptırdı. Bunlardan birisini zikretmekle yetinmiştir. Yüce Allah'ın:

"Sizi sıcaktan koruyacak elbiseler... bağışladı." (en-Nahl, 16/81) âyetinde olduğu gibi.

Âyetin: Îmana davet etti, anlamında olma ihtimali vardır. Yüce Allah'ın:

"Ve muhakkak ki sen dosdoğru yola iletirsin." (eş-Şura, 42/52) âyetinde olduğu gibi ki davet edersin demektedir. Peygamber, herkesi îmana davet etmiştir.

"Yol gösterendir", yani o fiilleriyle onlara vahdaniyetinin delillerini, kendisinin Alîm ve Kadir (herşeyi bilen, herşeye güç yetiren) olduğunu göstermiştir.

"Takdir etti" anlamındaki lâfzın "dal" harfini şeddeli okuyanların bu okuyuşlarının "takdir etmek"den geldiğinde görüş ayrılığı yoktur. Yüce Allah'ın:

"Herşeyi yaratıp onu inceden inceye takdir ve tayin etmiştir." (el-Furkan, 25/2) âyetinde olduğu gibi.

"Dal" harfini şeddesiz okuyanların bu okuyuşunun da "takdir"den gelme ihtimali vardır. O vakit, her iki okuyuş da aynı anlamda olur. Diğer taraftan "kudret ve mülk"den gelme ihtimali de vardır. O vakit, herşeye malik olup, dilediği kimseleri doğru yola ileten (hidayet veren)dir, demek olur.

Derim ki: Hocalarımdan birisini şöyle derken dinledim: O, yaratıp düzenleyendir, takdir edip hidâyete iletendir. İşte bu, yüce Allah'ın celâline yakışır şekilde bütün mahlukatının üstünde olduğunu açıklayıcı bir ifadedir.

3 ﴿