3

Hem çifte, hem de teke.

Şef (çift); iki, vetr de; tek demektir.

Bu hususta da görüş ayrılığı vardır. Merfu olarak İmrân b. el-Husayndan gelen rivâyete göre o Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle dediğini nakletmiştir: "Çift ve tek'ten kasıt, namazdır. Kimisi çift (rekat)dır, kimisi de tek (rekat)lidır." Hâkim, Müstedrek, II, 568; Tirmizi, V, 440, Müsned, IV, 437, 438

Câbir b. Abdullah dedi ki; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

"Yemin olsun fecre ve on geceye" (1-2. âyetler) âyeti hakkında dedi ki: "O (fecr) sabah demektir. On ise kurban kesmek, vetr; Arafe günü, şef ise kurban kesme günüdür." Hâkim, Müstedrek, IV, 245; Müsned, III, 327. Ayrıca bk. bu sûrenin ilk ayeti tefsir edilirken geçen hadis ve kaynakları.

Bu aynı zamanda İbn Abbâs ve İkrime'nin de görüşüdür. en-Nehhâs da bunu tercih edip şöyle demiştir: Ebû'z-Zübeyr'in, Câbir'den rivâyet ettiği hadis Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'dan sahih olarak gelen hadistir. İsnad itibariyle İmrân b. Husayn'ın rivâyet ettiği hadisten daha sahihtir. Arafe günü tektir. Çünkü o dokuzuncu gündür. Nahr (kurban kesme) günü ise çifttir. Çünkü o da Zülhiccenin onuncu günüdür.

Ebû Eyyub'dan şöyle dediği nakledilmiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'a yüce Allah'ın;

"Hem çifte, hem de teke" âyeti hakkında sorulmuş, o da şöyle buyurmuştur "Çift; Arafe ve kurban kesme günüdür, tek ise kurban kesme gününün gecesidir." Taberânî, Kebir, IV, 180, Heysemî, Mecma', VII, 137, -Râvilerinden Vâsıl b. es-Sâib'in metruk bir ravi olduğu kaydıyla-

Mücahid ve yine İbn Abbâs şöyle demişlerdir: Çift, Allah'ın yaratıklarıdır. Yüce Allah:

"Sizi çift çift yarattık" (Nebe', 78/8) diye buyurmuştur. Tek ise aziz ve celil olan Allah'dır, Mücahid'e: Sen bu görüşü herhangi bir kimseden rivâyetle mi söylüyorsun denilince o: Evet ben bunu Ebû Said el-Hudri'den, onun da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)dan rivâyeti olarak naklediyorum, diye cevab vermiştir. Süyûtî, ed-Durru'l-Mensur, VIII, 501'de ibn Merduye'yi kaynak göstererek, Atiyye'nin açıklaması olduğunu belirtmektedir.

Muhammed b. Sîrîn, Mesrûk, Ebû Salih ve Katade de buna yakın açıklamalarda bulunmuş ve şöyle demişlerdir: Çift; Allah'ın yarattıklarıdır. Çünkü yüce Allah:

"Herşeyden de çift çift yarattık" (ez-Zâriyât, 51/49) diye buyurmuştur. Küfür ve îman , mutluluk-bedbahtlık, hidayet-sapıklık, nûr-karanlık, gece-gündüz, sıcak-soğuk, güneş-ay, yaz-kış, gök-yer, cinler-insanlar... Tek ise, yüce Allah'dır. O şöyle buyurmuştur:

"De ki: O, Allah'tır bir tektir. Allah'tır, sameddir." (el-İhlas, 112/1-2) Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) da şöyle buyurmuştur: "Şüphesiz Allah'ın doksandokuz ismi vardır. Bu kadarıyla; Tirmizî, V, 530; İbn Mâce, II, 1269; Müsned, II, 499. Allah tektir, teki sever." Buradaki gibi; Müsned, II, 258.

Yine İbn Abbâs'tan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Çift, sabah namazı, tek de akşam namazıdır.

er-Rabî' b. Enes ve Ebû’l-Aliye dedi ki: O, akşam namazıdır. Ondaki çift(i) iki rekat, tek ise üçüncü rekattır.

İbnu'z-Zübeyr dedi ki: Çift Mina'nın onbir ve onikinci günüdür. Tek ise onüçüncü gündür. Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

"Kim iki günde acele ederse ona günah yoktur. Kim de geriye kalırsa ona da günah yoktur," (el-Bakara, 2/203)

ed-Dahhak dedi ki: Çift, Zülhiccenin on günü, tek ise, Mina'nın üç günüdür. Bu Atâ'nın da görüşüdür.

Çift ile tekin Âdem ve Havva olduğu da söylenmiştir. Çünkü Âdem önceleri tek idi. Eşi Havva ile çift oldu. Böylece önce tek iken, sonradan çift olmuş oldu. Bunu İbn Ebî Necih, İbn Abbâs'tan rivâyet olarak zikrettiği gibi, el-Kuşeyri de onun görüşü olarak nakletmiştir. Bir rivâyette de şöyle denilmiştir: Çift, Âdem ile Havva, tek ise yüce Allah'tır.

Çift ve tek yaratılmış varlıklardır. Çünkü bunlar çift ve tektir, Yüce Allah bütün yaratılmışlara yemin etmiş gibidir. Yüce Allah, bazan ilmi sebebiyle isim ve sıfatlarıyla, bazan kudreti dolayısıyla fiillerine yemin eder. Nitekim yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

"Erkeği de, dişiyi de yaratana..." (el-Leyl, 92/3) Bazan sanatının harikulâdeliği dolayısıyla yaptıklarına yemin eder:

"Yemin olsun güneşe ve aydınlığına" (eş-Şems, 91/1)

"Semaya ve onu bina edene." (eş-Şems, 91/5) ve;

"Yemin olsun göğe ve Tarık'a" (et-Tarık, 86/l) âyetinde olduğu gibi.

Çiftin cennetlerin dereceleri olduğu söylenmiştir. Bu dereceler de sekiz tanedir. Tekin de cehennem ateşinin (aşağıya doğru inen) derekeleri olduğu söylenmiştir Bunlar da yedi tanedir. Bu, el-Hasen b. el-Fadl'ın görüşüdür. Yüce Allah, böylece cennet ve cehenneme yemin etmiş gibidir.

Çiftin; Safa ile Merve, tekin; Ka'be olduğu da söylenmiştir.

Mukâtil b. Hayyan dedi ki: Çift; günler ve geceler, tek ise sonrasında gece bulunmayan gündür. Bu da kıyâmet günüdür

Süfyan b. Uyeyne dedi ki: Tek şanı yüce Allah'tır. Çift de aynı zamanda O'dur. Çünkü yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

"Üç kişi fısıldaşmayıversin. Muhakkak O, onların dördüncüleridir." (el-Mücadele, 58/7)

Ebû Bekr el-Verrâk dedi ki: Çift yaratılmışların sıfatlarındaki çelişkilerdir. Aziz olmak, zelil olmak, muktedir olmak, âciz olmak, güç sahibi olmak, zayıf olmak, ilim ve cehalet, hayat ve ölüm, görmek ve körlük, işitmek ve sağırlık, konuşmak ve dilsizlik gibi. Tek ise, yüce Allah'ın sıfatlarının tek (zıtsız) olmasıdır. Zilletsiz azizlik, aczsiz kudrel, zaafsız kuvvet, cehaletsiz ilim, ölümsüz hayat, körlüğü olmayan görmek, dilsizliği olmayan kelâm, sağırlığı olmayan işitmek ve benzerleri.

el-Hasen dedi ki: Tek ve çift ile kasıt, bütün sayılardır. Çünkü sayının bunlardan uzak olması sözkonusu değildir. Bu, hesaba yapılan bir yemindir.

Bir görüşe göre çift, Mekke ile Medine mescididir. İki Harem bunlardır. Tek ise, Beytu'l-Makdis mescididir.

Bir başka görüşe göre, çift; hac ile umreyi birlikte yapmak (hacc-ı kıran) yahut hacca kadar umre ile temettuda bulunmak (hacc-ı temettu)dır. Tek ise hacc-ı ifrad yapmaktır.

Çiftin canlılar olduğu söylenmiştir. Çünkü canlılar erkek ve dişidir. Tekil ise cansız varlıklardır. Bir başka görüşe göre çift, gelişip büyüyen, tek ise gelişip büyümeyendir. Başka açıklamalar da yapılmıştır.

İbn Mes'ûd ve arkadaşları, el-Kisai, Hamza ve Halef "tek" anlamındaki lâfzı "vav" harfini kesreli olarak; “Ve’l-vitri” diye okumuşlar, diğerleri ise "vav" harfini üstün olarak okumuşlardır. Her ikisi aynı anlamda iki ayrı söyleyiştir, es-Sıhah`ta şöyle denilmektedir: Kesre ile "vitr" tek demektir. Üstün ile "vetr" ise kin ve düşmanlık anlamındadır. Bu el-Aliye ahalisinin söyleyişidir. Hicazlıların söyleyişi ise, tam aksi şekildedir. Temimliler ise her ikisinde de kesreli kullanırlar.

3 ﴿