2Sen, bu beldede bulunmakta iken. Gelecekte (bulunacağın vakit) demektir. (Bu yönüyle) yüce Allah'ın: "Muhakkak sen de öleceksin, hiç şüphesiz onlar da öleceklerdir." (ez-Zümer, 39/30) âyetine benzemektedir. Arap dilinde bunun benzerleri pek çoktur. Kendisine ikramda ve lutuflarda, bağışlarda bulunmayı vaadettiğin kimseye: Sen kendisine ikram olunan (olacak olan) ihsan olunan (ihsan edilecek olan)sın, denilir. Yüce Allah'ın kelamında da bunun benzerleri pek çoktur. Çünkü ona göre gelecekteki haller, hal-i hazırdaki görülen durumlar gibidir. Bu lâfzın geleceğe dair olduğuna ve o zaman için mevcut hal ile açıklanmasının imkansız olduğuna, sûrenin fetihten önce Mekke'de ittifakla indiğinin kabul edilmiş olması, kafi bir delil olarak yeterlidir. Mansur, Mücahid'den şöyle dediğini rivâyet etmektedir: "Sen bu beldede bulunmakta iken" Sen bu beldede her ne yaparsan senin için helâldir, demektir. İbn Abbâs da böyle demiştir: Mekke'ye girdiği gün dilediği kimseyi öldürmek ona helâl kılınmıştı. Bundan dolayı o, İbn Hatal, Mıkyes b. Subabe ve başkalarını öldürtmüştür. Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'dan sonra Mekke'de birisini öldürmek hiçbir kimseye helâl kılınmamıştır. es-Süddî rivâyetle dedi ki: Seninle savaşan kimseleri senin de öldürmen senin için helâldir. Ebû Salih, İbn Abbâs'tan şöyle dediğini rivâyet etmektedir: Ona günün kısacık bir bölümünde helâl kılındı, sonra bu helâl oluş kaldırıldı, kıyâmet gününe kadar haram bir belde oldu. Bu da Mekke'nin fethi günü olmuştu. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'dan da şöyle buyurduğu sabittir: "Allah gökleri ve yeri yarattığı günü Mekke'yi haram kıldı. Kıyâmet gününe kadar o haramdır. Benden önce kimseye helâl kılınmadığı gibi, benden sonra kimseye de helâl kılınmayacaktır. Bana da ancak günün kısacık bir bölümünde helâl kılınmıştır." Buhârî, II, 651, 736, IV, 1567; Tirmizî, IV, 21; Müsned, I, 253. Bu hadis daha önceden el-Mâide Sûresinde geçmiş bulunmaktadır. İbn Zeyd dedi ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın dışında kimse helal değil idi. Sen bu beldede ikamet ediyor ve burası senin yerin iken... anlamında olduğu da söylenmiştir. Sen bu beldede ihsan edip, Ben de bu beldede senden razı iken diye de açıklanmıştır. Dilcilerin naklettiklerine göre "helâl (ihramsız) adam" anlamında: "Raculun hillun, helâlun, muhillun" denilir. "İhramlı ve ihramsız adam" "Raculun haramun, muhillun" ve "ihramlı adam" anlamında "Raculun haramun, muhrimun" denilir. Katade dedi ki: Sen bu beldede helâl iken, sen günah işlememiş halde iken anlamındadır. Bunun Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'a övgü olduğu da söylenmiştir. Yani sen, Allah'ı inkar suçunu işleyen müşrikler gibi olmayıp, bu Beytin hakkını bilip tanıyarak senin için işlenmesi haram olan şeyleri bu beldede işleyen birisi değilsin. Yani hürmetini (saygınlığını) bilip tanıdığın şu ta’zim olunan Beyte yemin ederim ki, sen bu Beytte ikamet etmekte, onu tazim etmekte ve sana haram olan herhangi bir şeyi burada işlememektesin. Şurahbil b. Sa'd dedi ki: "Sen bu beldede bulunmakta iken" helâl iken demektir, Bunun anlamı da şudur: Onlar, avını öldürmek, ağacını kesmek bakımından Mekke'yi haram bir belde olarak kabul ediyorlar, fakat aynı zamanda seni oradan çıkarmayı ve öldürmeyi helâl belliyorlar. |
﴾ 2 ﴿