17

Bundan sonra da, îman edenlerden, birbirlerine sabrı tavsiye, merhameti tavsiye edenlerden olmasıdır.

"Bundan sonra da, îman edenlerden... olmasıdır." Yani köle âzad eden yahut açlığın yaygın olduğu bir günde yemek yediren bir kimse, îman edenlerden yani tasdik edenlerden olmadıkça, o sarp yokuşu aşamaz. Çünkü itaatlerin kabul edilmesinin şartı Allah'a îman etmektir. Allah'a îman olmadıktan sonra infakta bulunmanın faydası yoktur. Aksine yapılan itaatlerin îman ile birlikle olması gerekir. Yüce Allah, münafıklar hakkında şöyle buyurmaktadır:

"Harcamalarının onlardan kabul edilmesini engelleyen sadece şudur: Onlar Allah'a ve Rasûlüne (inkar ile) kâfir olmuşlardır." (et-Tevbe, 9/54)

Âişe (radıyallahü anhnhâ) dedi ki:

"Ey Allah'ın Rasûlü! İbn Cüd'ân cahiliye döneminde akrabalık bağını gözetir, yemek yedirir, esiri kurtarır, köleyi özgürlüğüne kavuşturur, Allah için develeri üzerinde (karşılıksız) yolcuları taşırdı. Bunun ona hiç faydası olur mu?" Peygamber şöyle buyurdu:

"Hayır, çünkü o bir gün olsun, Rabbim din (kıyâmet) gününde bana günahımı bağışla, demedi," Müslim, 1, 196; Müsned, VI, 93, 120; İbn Hibban, Sahih, II, 40.

Şöyle de açıklanmıştır:

"Bundan sonra da îman edenlerden... olmasıdır" buyrukları şu demektir: Yani o, bu işleri mü’min olarak yapmış olmalıdır ve vefat edinceye kadar da imanı üzere kalmalıdır. Bunun bir benzeri de yüce Allah'ın şu âyetleridir:

"Muhakkak Ben tevbe eden, îman eden ve salih amel işleyip, hidayet üzere olana da çok çok mağfiret ediciyim." (Taha, 20/82)

Bir diğer açıklamaya göre anlam şudur: Sonra bu işlerin, yüce Allah'ın nezdinde, kendilerine fayda sağlayacağına inanan, îman edenlerden olmasıdır. O, bu yakınlaştırıcı ibadetleri, Allah için yapıp, sonra da Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'a îman etmesidir.

Hakim b. Hizam, müslüman olduktan sonra dedi ki:

"Ey Allah'ın Rasûlü! Bizler cahiliye döneminde birtakım amellerle Allah'a ibadet edip ona yakınlaşmaya çalışıyorduk. Onların bize bir faydası olur mu?" Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

"Geçmişinde işlediğin hayırlar (baki kalmak) üzere müslüman oldun." Buhârî, II, 521, 773, 896, V, 2233; Müslim, I, 113, 114; Müsned, III, 402

Buradaki; "Summe" "Sonra"nın "vav" "ve" anlamında olduğu da söylenmiştir. "...Ve köle azad eden ve açlığın yaygın olduğu bir günde yemek yediren bu kimse, îman edenlerden idi(dir)" demektir.

"Birbirlerine" karşılıklı olarak

"sabrı tavsiye" yaratılmışlara

"merhameti tavsiye edenlerden olmasıdır." Onlar, bunu yaptıkları takdirde, yetime de, yoksula da merhametli olurlar, şefkat duyarlar.

17 ﴿