2

Örtüp bürüdüğünde geceye ki;

"Yemin olsun kuşluk vaktine, örtüp bürüdüğünde geceye" âyetinde geçen

"kuşluk vakti"ne dair açıklamalar daha önceden (eş-Şems, 91/1. âyetin tefsirinde) geçmiş bulunmaktadır. Çünkü yüce Allah onun karşılığında ;gece'yi zikretmiş bulunmaktadır. el-A'raf Sûresi'nde de:

"Acaba o ülkeler halkı geceleyin uyurlarken azabımızın kendilerine geleceğinden emin mi oldular? Yoksa o ülkelerin halkı kuşluk vaktinde oynarlarken de azabımızın kendilerine geleceğinden yana emin mi oldular?" (el-A'raf, 7/97-98) diye buyurmaktadır ki; burada da (kuşluk vaktinden kasıt) gündüzdür.

Katade, Mukâtil ve Cafer es-Sadık şöyle demişlerdir: Yüce Allah, Mûsa ile konuştuğu vakit olan kuşluk vakti ile Miraç gecesine yemin etmektedir.

Bunun sihirbazların secdeye kapandıkları vakit olduğu da söylenmiştir. Bunu da yüce Allah'ın:

"Kuşluk vakti insanlar toplansınlar." (Ta-Ha, 20/59) âyeti açıklamaktadır.

Meani bilginleri bu ve benzeri âyetler hakkında şöyle demişlerdir: Bu âyette hazfedilmiş lâfızlar vardır ki, bu: Kuşluk vaktinin Rabbine yemin olsun, takdirindedir.

"Secâ" "Örtüp bürüdü" âyeti sükûnet buldu, demektir. Bu anlamı Katade, Mücahid, İbn Zeyd ve İkrime vermiştir. "Leyletun sâciyetun" "Sükûnlu bir gece" denilir. Göz kapağının hareketi duran göze; "Sâciyetun" denilir. "Sece’l-leylu, yescu, secven" "Gece sükûn buldu, sükûn bulur" denilir. Deniz sükûn bulduğunda; "Secâ" fiili kullanılır. el-A'şâ dedi ki:

"Amcanızın oğlunun denizi kaynayıp coştuğu halde

Senin denizin kurtçukları dahi örtemeyecek kadar

(suyu az) ve sükûnlu ise bizim günahımız nedir?"

Recez vezninde de şair şöyle demiştir:

"Ayın doğduğu ve sükûnetli bir gece ile

Dokumacıların dokuduğu örtü gibi (dümdüz ve pürüzsüz) yollar ne güzeldir!"

Cerir de şöyle demiştir:

"Gittikleri gün sana bakışlarını fırlattılar

Perdelerin arasından sükûnetle bakarak,"

ed-Dahhak dedi ki:

"Örtüp bürüdüğü", herşeyi örttüğü (zaman) demektir. el-Esmaî dedi ki: Gecenin örtmesi, onun gündüzü kapatmasıdır. Tıpkı adamın üstünün elbise ile örtülmesi gibi. el-Hasen karanlığı ile örttüğü vakit, diye açıklamıştır.

İbn Abbâs böyle açıklamıştır. Gittiği vakit diye açıkladığı da rivâyet edilmiştir. Yine karanlığı ile geldiği vakit, diye açıkladığı da rivâyet edilmiştir. Said b. Cübeyr geldiği vakit, diye açıklamıştır. Bu açıklama Katade'den de rivâyet edilmiştir.

İbn Ebi Necih, Mücahid'den

"örtüp bürüdüğünde" ileri dereceye vardığında diye açıkladığını rivâyet etmiştir.

Birinci açıklama dilde daha ünlüdür.

"Örtüp bürüdü" sükûnete erdi, demek olup, onda insanlar sükûn buldu demektir. Bu da "oruçlu bir gündüz, namaz gecesi" demeye benzer. (Oruçla geçirilen bir gün, namaz kılmakla geçirilen bir gece demektir.)

Gecenin sükûn bulmasının, karanlığının iyice yerleşmesi ve kemal derecesine ulaşması anlamında olduğu da söylenmiştir. Bir diğer açıklamaya göre,

"yemin olsun kuşluk vaktine, örtüp bürüdüğü zaman geceye" âyeti ile yüce Allah, kuşluk vaktinde kendisine ibadet eden kulları ile karanlığı bastırdığı vakit geceleyin kendisine ibadet eden kullarını kastetmiştir.

"Kuşluk vakti" ile cennetin aydınlık saçtığı zamanki nuru,

"örtüp bürüdüğünde gece" ile de iyice karardığı vakit gecenin karanlığının kastedildiği de söylenmiştir.

Bir diğer açıklamaya göre

"kuşluk vakti" gündüzü andıran şekliyle ariflerin kalblerindeki nûr,

"örtüp bürüdüğünde gece" ile de geceyi andıran kâfirlerin kalblerindeki siyahlık demektir. Şanı yüce Allah, bu şeylere yemin etmiş bulunmaktadır.

2 ﴿