İNŞİRAH SÛRESİ

Rahmân Ve Rahîm Allah'ın ismi ile

Bütün ilim adamlarına göre Mekke'de inmiştir. Sekiz ayettir.

1

Biz, göğsünü senin için açıp genişletmedik mi?

"Şerhu's-sadr: Göğsün (açılıp genişletilmesi)"; anılması demektir. Yani Biz, senin göğsünü İslâm'a açmadık mı?

Ebû Salih, İbn Abbâs'tan: Senin kalbini yumuşatmadık mı? diye açıkladığı rivâyet etmiştir.

ed-Dahhak'ın rivâyetine göre de İbn Abbâs şöyle demiştir: Ey Allah'ın Rasûlü göğüs hiç açılır mı? diye sordular. "Evet, hem de genişler" diye buyurmuştur, Ey Allah'ın Rasûlü! Bunun bir alâmeti var mı? diye sordular. Şöyle buyurdu: "Evet, aldanış diyarından uzaklaşış, ebedilik diyarına dönüş, ölüm gelmeden önce ölüme hazırlanış." Taberi, Câmiu'l-Beyân, VIII, 26; Ebû Nuaym, Hilye, IX, ^49; İbn Kesîr, Tefsir, II, 175. 176

Bu anlamdaki açıklamalar daha önce ez-Zümer Sûresi'nde yüce Allah'ın:

"Acaba -kendisi Rabbimden gelmiş bir nûr üzere bulunup da- Allah'ın göğsünü İslam için genişlettiği bir kimse (sapıklıkta olan gibi) midir?" (ez-Zümer, 39/22) âyetini açıklarken geçmiş bulunmaktadır.

el-Hasen'den şöyle dediği rivâyet edilmiştir: "Biz, göğsünü senin için açıp genişletmedik mi?" Yani (göğsü açılıp) hüküm ve ilim ile dolduruldu.

Sahih'de, Enes b. Malik'ten, onun -kavminden bir kimse olan- Malik b. Sa'saa'dan rivâyete göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur; "Ben Beyt'in yanında uyku ile uyanıklık arasında iken birisinin şöyle dediğim duydum: Bu (bizim aradığımız) üç kişiden birisidir. Bana altından bir leğen getirildi. İçinde Zemzem suyu vardı. Göğsüm şuraya ve şuraya kadar açıldı." Katade dedi ki: Ne demek istiyor? diye sordum. (Malik): Karnının aşağı tarafına kadar dedi. (Peygamber devamla) buyurdu ki: "Kalbim çıkarıldı, kalbim Zemzem suyu ile yıkandı, sonra tekrar yerine kondu. Sonra da îman ve hikmet ile dolduruldu." Hadiste ayrıca uzunca bir olay nakledilmiştir Buhârî, III. 1410; Müslim, I, 150, Müsned, IV, 20K.

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: "Beraberinde su ve kar bulunan bir kuş suretinde iki melek bana geldi. Onlardan biri göğsümü açtı, diğeri ise gagasıyla açarak onu yıkadı."

Bir diğer hadiste şöyle denilmektedir; Bana bir melek geldi, kalbimin üzerini yardı, kalbimden bir parça çıkardı ve şöyle dedi: "Senin kalbin ona konulanı oldukça iyice koruyan, güçlü bir kalptir. Güzlerin iyi gören basiretli gözlerdir. Kulakların iyi işitir. Sen Allah'ın Rasûlü Muhammed'sin. Dilin doğru söyler, nefsin huzur ve sükun içerisindedir. Senin yaratılışın mükemmeldir ve sen dosdoğru bir kimsesin."

"Açıp genişletmedik mi?" Genişlettik, anlamındadır. Bunun delili de bu âyete

"ve... çok ağır gelen yükünü üzerinden indirmedik mi" âyetinin ona atfedilmiş olmasıdır. Bu aynı manayı ihtiva eden bir atıf değil, tevili manaya yapılmış bir atıftır. Çünkü aynı manayı ihtiva edecek şekilde atfedilmek istenseydi: " Ve sana ağır gelen yükü indiriyoruz" demesi gerekirdi. O halde bu;

"açıp, genişletmedik mi" âyetinin "açıp genişlettik" anlamında olduğunun delilidir. Zaten; " ...ine' lâfzı bir olumsuzluktur. İstifhamda da bir çeşit olumsuzluk mana vardır. Bundan sonra bir de olumsuz ifade geldi mi, artık mana tahkik ifade eder. Yüce Allah'ın:

"Allah hakimlerin hakimi değil mi?" (et-Tin, 95/8) âyetinin Allah hakimlerin en hakimidir anlamında olması gibi. Aynı şekilde:

"Allah kuluna yetmez mi?" (ez-Zümer, 39/36) âyeti da böyledir. Abdu'l-Melik b. Mervan'ı öven Cerir'in şu beyiti de buna benzemektedir:

"Sizler bineklere binenlerin en hayırlıları,

Ve âlemler arasında en açık elli olan kimseler değil misiniz?"

Bu, siz böylesiniz, anlamındadır.

1 ﴿