5Bunun, meleklerin bu gecede biribirlerine selâm vermeleri anlamında olduğu da söylenmiştir. Katade dedi ki: "O... bir selâmdır." O bir hayırdır. "Tanyeri ağarıncaya" tan yerinin doğuşuna "kadar" demektir. el-Kisâi ve İbn Muhaysın "ağarınca" anlamındaki lâfzı "lanı" harfi kesreli alarak; diye; diğerleri ise üstün olarak okumuşlardır. Üstün ve esreli okuyuş mastarın iki ayrı söyleyişidir, "Fe'ale, yef’ulu" kalıbında gelen fiillerde (bu harfin) üstün okunuşu esastır. "Maktel ve mahreç" kelimelerinde olduğu gibi. Kesreli okunuşu ise kıyastan istisna kabul edilen kelimeler için sözkonusudur. "Meşrik, mağrib, menbit, meşkin, mensik, mahşir, maskit ve meczir" kelimelerinde olduğu gibi. Bütün bunların hepsinde hem üstün, hem de kesreli okuyuş nakledilmiştir ki; bu halde bundan kasıt isim değil, mastar olur. Burada üç husustan sözetmek gerekmektedir: Kadir gecesinin muayyen olarak hangisi olduğu hususunda ilim adamlarının farklı görüşleri vardır. Büyük çoğunluğunun kabul ettiği görüşe göre, Kadir gecesi yirmîyedinci gecedir. Çünkü Zirr b. Hubeyş'in rivâyet etüği hadise göre, o şöyle demiştir: Ben Ubeyy b. Ka'b'a dedim ki: Kardeşin Abdullah b. Mesud şöyle der: Kim bir sene boyunca (geceleri) namaz kılarsa, Kadir gecesine rastlar. Ubeyy b. Ka'b dedi ki: Allah Ebû Abdurrahman'a mağfiret buyursun. O bu gecenin ramazanın son on gününde olduğunu ve bunun yirmiyedinci gece olduğunu biliyor. Fakat o, insanların buna bel bağlamamasını istemiştir. Daha sonra da kat'i bir şekilde yemin ederek: O gecenin yirmiyedinci gece olduğunu ifade etmiştir. Ben ona: Ey Ebû’l-Münzir (Ubeyy b. Ka'b’ın künyesidir) neye dayanarak bunu söylüyorsun? dedim. Şöyle dedi: Bunu Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın bize haber verdiği delile dayanarak -yahutta bildirdiği alamete göre- haber veriyorum ki; o gün güneş (gözleri kamaştıracak kadar) bir parıltısı olmaksızın doğar. Tirmizî dedi ki: Bu, hasen, sahih bir hadistir. Bu hadisi Müslim de rivâyet etmiştir. Tirmizî, 111, 160, V, 445; Müslim, II, 828; Ebû Davud, 11, 51; Müsned, V, 130. Bu gecenin senenin diğer ayları bir tarafa yalnızca Ramazan ayında olduğu da söylenmiştir. Bu Ebû Hüreyre ve başkalarının görüşüdür. Bir diğer görüşe göre, Kadir gecesi, bütün senededir. Buna göre bir kimse hanımını boşamayı ya da kölesini azad etmeyi Kadir gecesine bağlı olarak, verecek olursa yemin ettiği günden itibaren tam bir sene geçmedikçe hanımı ondan boş olmaz, kölesi de hürriyetine kavuşmuş olmaz. Çünkü şüphe ile boşamanın gerçekleştirilmesi câiz olmaz. Kadir gecesinin belli bir vakte tahsisi de sabit olmamıştır. O halde tam bir sene geçmedikçe boşamanın gerçekleşmemesi gerekir. Kölenin azad edilmesi de öyledir. Buna benzer yemin ve başka hususlar da aynı hükümdedir. Zaten İbn Mes’ûd da: Kim bütün sene (gecelerin)i ihya ederse, kadir gecesini isabet ettirir, demiştir. Bu husus İbn Ömer'e ulaşınca şöyle demiştir: Allah Abdu'r-Rahmân'ın babasına (Abdullah b. Mesud'un künyesi) rahmet buyursun. O kadir gecesinin ramazan ayının son on gününde olduğunu bilmeyen birisi değildir. Fakat o insanların buna bel bağlamalarım istememiştir. Ebû Hanife de Kadir gecesinin senenin tümünde gizli olduğu görüşünü benimsemiştir. Ondan şöyle dediği de nakledilmiştir: Bu gece kaldırılmış bulunmaktadır. Bu gece sadece bir defa olmuş ve bitmiştir. Ancak doğrusu bu gecenin kalmaya devam ettiğidir. Yine İbn Mes’ûd’dan rivâyet edildiğine göre, Kadir gecesi eğer bu sene herhangi bir günde ise, gelecek sene bir başka gündedir. Ancak Cumhûrun kanaatine göre Kadir gecesi her senenin Ramazan ayındadır. Diğer taraftan Kadir gecesinin Ramazan ayının ilk gecesi olduğu da söylenmiştir. Bu, Ebû Rezîn el-Ukaylî'nin görüşüdür. el-Hasen, İbn İshak ve Abdullah b. ez-Zübeyr: O Ramazanın onyedinci gecesidir. Sabahında Bedir gazvesinin gerçekleştiği gece de odur, demişlerdir. Onlar bu kanaate yüce Allah'ın: "Eğer Allah'a, Furkan günü olan o iki ordunun birbirleriyle karşılaştıkları günde kulumuza indirdiğimize inanmışsanız..." (el-Enfal, 8/41) âyetinden hareketle varmış gibi görünüyorlar. Bu da onyedinci gece(nin gündüzü) olmuştu. Kadir gecesinin ondokuzuncu gece olduğu da söylenmiştir. Ancak sahih ve meşhur olan Kadir gecesinin Ramazanın son on gecesinde olduğudur. Malik, Şâfiî, Evzaî, Ebû Sevr ve Ahmed'in görüşü budur. Bir başka kesimin kanaatine göre Kadir gecesi yirmi birinci gecedir. Şâfiî (radıyallahü anh) da bu görüşe meyletmiş bulunmaktadır. Buna sebeb ise Ebû Said el-Hudrî'nin rivâyet ettiği Malik ve başkalarının da kitablarında kaydettiği su ve çamurdan sözeden Hadîs-i şerifidir. Kadir gecesinin yirmiüçüncü gece olduğu da söylenmiştir. Çünkü İbn Ömer'in rivâyet ettiğine göre, bir adam şöyle demiş: Ey Allah'ın Rasûlü! Ben Kadir gecesini Ramazanın bitimine yedi gece kalmış olan gecede gördüm. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Bu (Kadir gecesinin) yirmiüçüncü geceye rastlayan bir rüya görmüş (Kadir gecesini görmüş, idrak etmiş) bulunmakladır. Her kim bu ayda belli bir geceyi namazla geçirmek isterse, yirmiüçüncü geceyi ihya etsin." Az lâfız farkıyla: Buhâri, II, 709; Müslim, II, 822; Mutvatta, I, 321; Müsned, 11. 5. 8. Ma'mer dedi ki; Eyyub yirmiüçüncü gece gusleder ve hoş kokular sürünürdü. ' Müslim'in Sahih’inde Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'dan söyle dediği rivâyet edilmektedir: "Ben rüyada kendimi Kadir gecesinin sabahında su ve çamur içinde secde ederken gördüm." Abdullah b. Uneys dedi ki: Ben onu yirmiüçüncü gecenin sabahında su ve çamur arasında Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı haber verdiği şekilde gördüm, demiştir. Müslim, II, K27; Müsned, İli, İ9İ. Kadir gecesinin Ramazanın yirmibeşinci gecesi olduğu da söylenmiştir. Çünkü Ebû Said el-Hudri'nın rivâyet ettiği hadise göre Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Siz o geceyi son on gecede, dokuz gecede, yedi gecede, beşinci gecede arayınız." Bu hadisi Müslim rivâyet etmiştir Buhâri, II, 711; Ebû Davud, 11, 52; Müsned, 1, 231. Malik dedi ki: Dokuzuncu gece ile kastettiği (ayın) yirmibırinci gecesi, yedincisi ile kastettiği (ayın) yirmiüçüncü gecesi, beşinci gece ile kastettiği (ayın) yirmibeşinci gecesidir. Yirmiyedinci gece olduğu da söylenmiştir ki, bunun delili daha önceden geçmiş bulunmaktadır. Bu Ali (radıyallahü anh), Âişe, Muaviye ve Ubeyy b. Ka'b'ın görüşüdür. İbn Ömer'in rivâyetine göre Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Her kim Kadir gecesini araştıracak olursa, onu yirmiyedinci gecede araştırsın." Müsned, II, 27; Tayalisi, 1, 257; Heysemî, Mecma', 111, 176 -ravilerinin sahih ricali oldukları kaydıyla.- Ubeyy b. Ka'b dedi ki: Ben Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı şöyle buyururken dinledim: "Kadir gecesi yirmiyedinci gecedir." Müsned, V, 132 -Üheyy'in sözü olarak Ebû Bekr el-Vernik dedi ki: Yüce Allah bu ayın -yani Ramazan ayının- gecelerini bu sûrenin kelimelerine taksim etmiştir. Yirmiyedinci kelimeye ulaşınca ona işaret ederek "o" diye buyurmuştur. Aynı şekilde Kadir gecesi üç defa zikredilmiştir ve dokuz harftir. Bunların toplamı da yirmiyedi etmektedir. Kadir gecesinin yirmidokuzuncu gece olduğu da söylenmiştir. Çünkü Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: "Kadir gecesi yirmidokuzuncu -yahut yirmiyedinci- gecedir. Meleklerin bu gece sayısı çakıl taneleri kadardır,” Müsned, 11- 519; Tayalisi, 1, 332. Kadir gecesinin çift sayılı gecelerde olduğu da söylenmiştir. el-Hasen dedi ki: Ben "yirmidördüncü gece(nin sabahı) güneşi yirmi yıl süreyle gözetledim. Gördüm ki güneş (kamaştırıcı) ışığı bulunmayan beyaz bir şekilde doğuyordu. Bununla o gecedeki nurların çokluğundan dolayı güneşin böyle olduğunu kastetmektedir Kadir gecesinin bütün sene itinde gizli olduğu da söylenmiştir. Böylelikle kişi bütün geceleri ihya etmek için gayret göstersin. Allah'ın, bu geceyi Ramazan ayının tümünde gizlediği de söylenmiştir. Böylelikle Ramazan ayı boyunca onu idrak etmek ümidiyle bütün geceler çukça amel ve ibadete yönelsinler. Tıpkı diğer namazlar arasında orta namazı, Esma-i Hüsna'sı arasında İsm-i Azam'ını, duanın kabul edildiği anı, cuma anları ile gecenin anlarında, gazabını masiyetlerde. rızasını itaatlerde, belli bir anı sair zamanlar arasında, salih kulunu diğer kullar arasında -Ü'nun rahmetinin bir gereği ve bir hikmeti olarak- saklaması gibi. Gecenin sabahında güneşin, göz kamaştırıcı bir parltisı olmaksızın beyaz olarak doğmasıdır. el-Hasen dedi ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Kadir gecesi hakkında şöyle buyurmuştur: "Kadir gecesinin alâmetleri arasında şunlar da vardır: O gece aydınlık ve hoş bir gecedir. O gece ne sıcak, ne de soğuktur. O gecenin sabahında güneş (gözleri kamaştıran) ışıkları bulunmaksızın doğar." Taberani, Kebir, XXII, 59, Münavî, Feyzu'l-Kadir, V, 396; Süyûtî, ed-Durru'l-Mensur, VIII, 5H1. Ubeyd b. Umeyr dedi ki: (radıyallahü anh) yirmiyedinci gecesinde denizde bulunuyordum. Deniz suyundan bir miktar aldım, onu tatlı ve rahat içilir buldum. 3- Kadir Gecesinin Faziletleri: Yüce Allah'ın: "Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır" (3 âyet) buyurması ile "onda melekler ve ruh... iner de iner" (4- âyet) buyurması (faziletini anlatmak için) yeterlidir. Buhârî ile Müslim'de de şöyle buyurulmuştur: "Her kim Kadir gecesini (mükâfatına) inanarak, (ecrini) umarak namaz kılmakla (vesair ibadetlerle) ihya ederse, onun geçmiş (küçük) günahları affolunur." Bu hadisi Ebû Hüreyre rivâyet etmiştir Buhâri, II, 709; Müslim, I, 523; Tırmizi, III, 67; Ebû Davud, II, 49; Nesâî, IV, 155. 156, 157, VIII, 118; Müsned, II, 241, 347, 409, 473, 503. İbn Abbâs dedi ki: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Kadir gecesi oldu mu aralarında Cebrâîl'in de bulunduğu Sidretu'l-Münteha'da sakin olan melekler ardı arkasına inerler. Beraberlerinde birtakım sancaklar bulunur. Bu sancaklardan biri benim kabrimin üzerine, biri Beytu'l-Makdis'in üzerine, biri Mescid-i Haram'ın üzerine, biri Turu Sina'nın üzerine dikilir. Kendisine selâm vermedik mü’min erkek ve mü’min bir kadın bırakmazlar. İçki içen, domuz eti yiyen ve zaferana bulanan kimseler müstesna." Hadîs-i şerîfte de şöyle buyurulmuştur: "Bu gecenin tan vakti ortalığı aydınlatıncaya kadar, şeytan bu gecede dışarıya çıkmaz. Bu gece herhangi bir kimsenin aklına zarar veremediği gibi, herhangi bir fesad da işleyemez, bu gecede hiçbir büyücünün büyüsü etki gösteremez," Kaynağını tespil edemedik eş-Şa'bi dedi ki: Bu gecenin gecesi gündüzü, gündüzü de gecesi gibidir. el-Ferrâ' dedi ki: Yüce Allah, Kadir gecesinde ancak mutluluk ve nimetler takdir buyurur. Diğer gecelerde ise belalar ve türlü musibetleri takdir eder. Bu açıklama daha önce ed-Dahhak'dan da nakledilmiş idi. Böyle bir kanaat, şahsi görüşe dayanılarak ileri sürülemez. O halde bu (peygambere kadar ulaşan) merfu bir rivâyettir. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. el-Muvatta’'da, Said b. el-Müseyyeb'in şöyle dediği nakledilmektedir: Kadir gecesinde yatsı namazında (cemaatle birlikte) hazır bulunan kimse o geceden kendi payına düşeni almış olur." Muvatta, I, 321. Ayrıca bk.: Heysemî. Mecma'. II, 40. Böyle bir görüş mücerred (kişisel) görüşle anlaşılamaz. Ubeydullah b. Amir b. Rabia'nın rivâyet ettiğine göre Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Her kim Kadir gecesi akşam ve yatsı namazlarını cemaat ile birlikte kılarsa, artık o kimse Kadir gecesinden payına düşeni almış olur." Beyhaki, Şuabu'l-Îman, 111, 340: "Ramazan bilinceye kadar akşam ve yatsı namazlarını cemaatle kılan, Kadir Gecesinden büyük bir pay alır" anlamında. Bu hadisi es-Sa'lebi Tefsirinde zikretmiş bulunmaktadır. Âişe (radıyallahü anha) dedi ki: Ey Allah'ın Rasûlü! Eğer Kadir gecesine denk gelirsem ne diyeyim? diye sordum. Şöyle buyurdu: " Allah'ım, şüphesiz ki Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin, beni de affet, de" diye buyurdu. Tirmizi, V, 534 ("çok affedicisin" lâfzından sonra: "kerimsin: Çok lütufkârsın" lâfzı ile) İbn Mace, II, 1265; VI, 171, 1K2, 183, 208. (Kadr Sûresi burada sona ermektedir. Allah'a hamd olsun). |
﴾ 5 ﴿