BEYYİNE SÛRESİRahmân ve Rahîm Allah'ın. İsmi ile Yahya b. Sellâm'ın görüşüne göre Mekke'de inmiştir. İbrı Abbas ve Cumhûrun görüşüne göre Medine'de inmiştir. Dokuz âyeti kerimedir. Elimizde mushaflarda sekiz âyet olduğu belirtilmektedir Âlûsî: "Basra Mushaf'ında âyet. sayısı dokuz, diğerlerinde ise sekizdir-" (Ruhu'l-Meani, XXX, 200) demektedir. Bu sûrenin fazileti hakkında sahih olmayan bir hadis gelmiştir. Biz bu hadisi Muhammed b. Abdullah el-Hadramî'den rivâyet ettik. Dedi ki: Bana Ebû Abdurrahman b. Numeyr dedi ki; Ebû'l-Heysem el-Haşşab'a git de ondan (hadis) yaz. Çünkü o (çok hadis) yazmıştır. O da ona gitti. Dedi ki: Bize Malik b. Enes anlattı. O Yahya b. Said'den, o Said b. el-Müseyyeb'den, o Ebû'd-Derdâ'dan rivâyetle dedi ki: Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki; "Şayet insanlar "Kitab ehlinden ve müşriklerden olanlar... ayrılmayacaklardı" (1. âyet) Sûresi'nde olanları bilmiş olsalardı; ailelerini, mallarını ihmal ederek onu öğrenirlerdi. " Huzaalılardan bir adam: Peki, bu sûrede ne gibi bir ecir vardır, ey Allah'ın Rasûlü? diye sordu. Peygamber şöyle buyurdu: "Bu sûreyi bir münafık ebediyyen okumaz. Allah hakkında kalbinde en ufak bir şüphe bulunan bir kul da okumaz. Allah'a yemin ederim, şüphesiz ki mukarreb melekler, Allah'ın gökleri ve yeri yarattığından beri durmaksızın onu okuyup dururlar. Bunu bir kul okudu mu mutlaka Allah ona dininde ve dünyasında kendisini koruyacak, ona mağfiret ve rahmetle dua edecek birtakım melekler gönderir." el-Hadramî dedi ki: Ebû Abdurrahman b. Numeyr'in yanına döndüm. Ona bu hadisi naklettim. Dedi ki: Bu, artık bu hususta bizim için kendimizi sıkıntıya sokmaya gerek bırakmadı. Bir daha tekrar ona dönme. İbnu'l-Arabî dedi ki: İshak b. Bişr el-Kâhilî, Malik b. Enes'den, o Yahya b. Said'den, o İbmı'l-Müseyyeb'den, onun da Ebud-Derdâ'dan rivâyet ettiğine göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuş' "Şayet, insanlar "...kâfir olanlar... ayrılmayacaklardı" sûresinde neler olduğunu bilselerdi ailelerini, mallarını ihmal eder, mutlaka bu sûreyi öğrenirlerdi." Bu batıl bir hadistir. Sahih olan hadis, Enes'ten gelen şu rivâyettir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Ubeyy b. Ka'b'a dedi ki: "Allah bana sana "...kâfir olanlar... ayrılmayacaklardı" Sûresi'ni okumamı emretti." Ubeyy adımı da verdi mi, diye sordu. Peygamber: "Evet" deyince, Ubeyy ağladı. Müslim, I, 550, Müsned, m, 130. Derim ki: Bu hadisi, Buharî ve Müslim de rivâyet etmiştir. Bu hadisteki fıkhı inceliklerden birisi de alim olanın ilim öğrenmekte olana (ilmi) okuyacağına dair delil bulunmasıdır. Kimi ilim adamı şöyle demiştir: Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın Ubeyy'e okuması insanlara alçak gönüllülüğü öğretmesi içindir. Böylelikle herhangi bir kimse ilim öğrenmekten ve mevki itibariyle kendisinden daha aşağı mertebede bulunanlara ilmi okumaktan çekinmesin. Denildiğine göre, bunun sebebi şudur: Ubeyy, Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın sözlerini herkesten çabuk belleyen birisi idi. Peygamberin ona (bu sûreyi) okumasının sebebi bu sözleri ondan bellemesini, kendisinden duyduğu gibi okuyup başkasına öğretmesini istemesidir. Elbetteki bu hadisten Ubeyy'in büyük bir faziletinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Çünkü Allah, Rasûlüne Ubeyy'e (bu sûreyi) okumasını emretmiş bulunmaktadır. Ebû Bekr el-Enbari dedi ki: ...Bir de bize Ahmed b. el-Heysem b. Halid anlattı, dedi ki: Bize Ali b. el-Ca'd anlattı dedi ki: Bize İkrime, Âsım'dan anlattı. O Zirr b. Hubeyş'den şöyle dediğini nakletti: Ubeyy b. Ka'b'ın kıraatinde şu da vardır: Âdemoğluna eğer bir vadi dolusu mal verilecek olursa ikincisini elde etmeye çalışır. Ona iki vadi dolu mal (allın) verilecek olsa üçüncüsünü elde etmeye çalışacaktır. Bununla birlikte Âdemoğlunun karnını toprakları başkası doldurmaz. Allah, tevbe edenin tevbesini kabul eder." İkrime dedi ki: Âsım bana "...ayrılmayacaklardı" sûresini otuz âyet olarak okudu ve bu âyet da onların arasında vardı. Ebû Bekr (el-Enbari) dedi ki: Bu ilim ehli nezdinde batıl olan bir rivâyettir. Çünkü İbn Kesîr ile Ebû Amr'ın kıraatleri Ubeyy b. Ka'b'a kadar ulaşan bir senetle gelmiştir. Onların ikisinin kıraatinde "...ayrılmayacaklardı" sûresinde bu anılan ifadeler, (Kurân'dan diye) okunmamaktadır. Bu ancak Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın hadisleri arasında bilinen bir rivâyettir ve bu Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın sözü olarak nakledilmiştir. O, Kur'ân-ı Kerîm'de bunları; âlemlerin Rabbinden, tüye nakletmiş değildir. İcmaın da kendilerini desteklediği iki kişinin yaptıkları rivâyet, elbette bir tek kişinin cemaatin mezhebine muhalif olarak yaptığı nakilden daha sağlamdır. 1Kitab ehlinden ve müşriklerden kâfir olanlar, kendilerine apaçık delil gelinceye kadar, ayrılmayacaklardı. Âyetin tefsiri için bak:3 |
﴾ 1 ﴿