ZİLZÂL SÛRESİRahmân Ve Rahîm Allah'ın İsmi ile İbn Abbâs ve Katade'nin görüşüne göre Medine'de inmiştir. İbn Mes’ûd, Atâ ve Cabir'in görüşüne göre ise Mekke'de inmiştir. Dokuz âyettir. Mushaflarda sekiz âyet olduğuna dair gfirüş tercih edilmiştir İlim adamları dedi ki: Bu sûrenin fazileti pek büyüktür. Pek büyük hususları ihtiva etmektedir. Tirmizî'nin, Enes b. Malik'ten rivâyetine göre şöyle demiştir: Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Her kim "izâ ziilzilet:yer... sarsıldığı zaman" Sûresi'ni okursa bu onun için Kur'ân'ın yarısına denk gelir. Kim de "Kul yâ eyyuhel kâfinin: De ki: Ey kâfirler (Kâfirun) Sûresi'ni okursa, bu onun için Kur'ân'ın dörtte birine denk gelir. Kim de: "Kul huvallahu Ehad (İhlas Sûresi)"ni okursa bu da onun için Kur'ân'ın üçte birine denk gelir," (Tirmizî) dedi ki: (Bu) garib bir hadistir. Bu hususta İbn Abbâs'tan gelmiş rivâyet de vardır Tirmizi, V, 165; ayrıca bk. İbn Kesîr, Tefsir, IV, 539; Beyhakî, Şuabu'l-lman, II, 497. Ali (radıyallahü anh)'dan şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Kim "îzâ zülzilet" (Sûresi'n)i dört defa okursa Kur'ân'ı tamamen okumuş kimse gibi olur." Abdullah b. Amr b. el-Âs dedi ki: "îzâ zülzilet" inince Ebû Bekir ağladı, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Eğer sizler küçük ve büyük günah işleyip, Allah'ın da size mağfiret etmesi olmasaydı, (Allah) küçük, büyük günah işleyip, Allah'ın kendilerine mağfîret edeceği bir '"'namet yaratırdı elbette. Çünkü şüphesiz ki O, Gafûrdur, Rahîmdir." Ebû Eyyub'dan ve Zilzâl Sûresi ile ilgili Ebû Bekir'in ağlaması söz konusu edilmeden: Müslim, IV, 2105; Tirmizi, V, 548. 1Yer, kendine has bir sarsıntı ile sarsıldığı zaman, Kökünden hareket ettirildiği zaman, demektir. İkrime, İbn Abbâs'tan böylece rivâyet etmiştir. Şöyle dermiş: Birinci üfürüşte yeri sarsıntıya uğratacaktır. Mücahid de böyle demiştir. Çünkü yüce Allah: "O gün sarsan sarsacak, arkasından onu Radife izleyecek" (en-Naziat, 79/6-7) diye buyurmaktadır. Daha sonra ikinci defa sarsılacak içindeki ölüleri dışarı çıkartacaktır. "Ağırlıkları" (2. âyet) bunlardır. (Zilzâl) mastarın(ın) zikredilmesi tekid içindir, sonra bu mastar yere izafe edilmiştir. "(.......): Şüphesiz sana, sana ait olan bağışını vereceğim" demeye benzer ki, benim sana vereceğim bağışı vereceğim demektir. Böyle bir izafetin güzel görünmesi ise, bundan sonraki âyet sonlarının da buna benzemesidir. Bu kelime genel olarak "zilzafden gelen bir lâfız olarak "ze" harfi kesreli okunmuştur. el-Cahderî ve Îsa b. Ömer ise bunu (ze harfini) üstün okumuşlardır, bu da mastardır. Vesvas, kalkal ve cerca (vesvese vermek, hareket etmek, deve hançeresinde ses çıkarmak) kelimeleri gibidir. (Ze harfinin) kesreli okunuşunun mastar, üstün okunuşunun isim olduğu da söylenmiştir. |
﴾ 1 ﴿