KEVSER SÛRESİ

Rahmân ve Rahîm Allah'ın İsmi ile

İbn Abbâs, el-Kelbî ve Mukatiî'in görüşüne göre Mekke'de inmiştir.

el-Hasen, İkrime, Mücahid ve Katade'nin görüşüne göre ise Medine'de inmiştir.- Üç âyettir.

1

Şüphe yok ki Biz sana Kevser'i verdik.

Bu âyete dair açıklamalarımızı iki başlık halinde sunacağız:

1- Kevser:

"Şüphe yok ki Biz sana Kevserİ verdik" âyetinde genel okuyuş: " Şüphe yok ki Biz sana ... verdik." şeklinde "ayn" iledir.

el-Hasen ve Talha b. Mûsarrif ise "nun" ile, diye okumuşlardır. Ummu Seleme bu okuyuşu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'den de rivâyet etmiştir. Bu; "Vermek, veriş" de bir söyleyiş tarzıdır. "ile Ona verdim" demektir.

"Kevser" ise kesret; çoklukdan "fev'al" vezninde bir kelimedir. "NefTden "nevfel" ile "cehr"den "cevher" gibi. Araplar sayıca miktar ve ehemmiyet itibariyle pekçok olan herşeye "kevser" derler.

Süfyan dedi ki: Çocuğu seferden dönmüş yaşlıca bir kadına: "Oğlun ne ile geri döndü?" diye soruldu da kadın: "Kevser" ile cevabını verdi, ki pek çok mal ile (geri döndü), demektir. Erkekler arasından "kevser" diye nitelendirilen kimse ise hayırı pek çok olan efendi, demektir. el-Kümeyt dedi ki:

"Ey Mervan'ın oğlu! Sen çoksun ve pek hoşsun

Şerefli kadınların oğlu olan senin baban da kevser (hayrı pek çok) kimse idi."

Kevser, pekçok arkadaş ve taraflar demektir. Toz hakkında "kevser" yine çokluk anlamını ifade eder. Bir şeyin çoğaldığını anlatmak için; denilir. Şair de şöyle demiştir:

"Ve ölümün tozu alabildiğine çoğalıncaya kadar yükseldi."

2- Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'a Verilen Kevser’in Mahiyeti:

Te'vil âlimleri, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'a verilen Kevser'in mahiyeti hususunda onaltı farklı görüş ortaya koymuşlardır.

1- Kevser, cennette bir ırmaktır. Bunu Buhârî, Enes'ten rivâyet ettiği gibi Tirmizi de ondan rivâyet etmiştir. Buhârî, IV, 78, Cennette olduğu belirtilmeden; Müslim, 1, 300; Tirmizi, IV, 45, Ebû Davud, 1, 20H, IV, 237; Nesâî, II, 133; Müsned, III, 102, 236; ayrıca Bk İbn Hacer, Fethu'l-Bari, VIII, 732 ve XI, -166. Biz bu hadisi "et-Tezkire" adlı eserimizde zikretmiş bükmüyoruz.

Yine Tirmizi, İbn Ömer'den şöyle dediğini rivâyet etmektedir: Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Kevser, cennette bir ırmaktır. Her iki kıyısı altındandır. Bu ırmak inci ve yakut üzerinden akar. Toprağı miskten daha hoştur. Suyu baldan tatlı, kardan daha beyazdır." Bu hasen, sahih bir hadistir. Tirmizi, V, 449; İbn Mace, II, 1450; Müsned, II, 67. 1W.

2- Kevser, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın Mevkıf (hesab için durulacak yer)deki Havz'ının adıdır. Bunu da Atâ söylemiştir.

Müslim'in Sahih'inde Enes'den şöyle dediği rivâyet edilmektedir: Biz Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın huzurunda bulunuyor iken Peygamber kısa bir süre uyuyuverdi. Daha sonra gülümseyerek başını kaldırdı. Bizler: Ey Allah'ın Rasûlü! Gülmenize sebeb nedir? dedik. Şöyle buyurdu: "Az önce bana bir sûre indirildi" deyip,

"Bismillahirrahmanirrahim. Şüphe yok ki Biz sana kevseri verdik. O halde Rabbin için namaz kıl ve kurban kes. Şüphesiz ki asıl soyu kesik olan sana buğz edenin kendisidir." sûreyi okudu. Sonra: "Kevser nedir? bilir misiniz?" diye sordu. Bizler: Allah ve Rasûlü daha iyi bilir dedik. Şöyle buyurdu: "O aziz ve celil olan Rabbimin bana vaadettiği bir ırmaktır. Onun üzerinde pek çok hayır vardır. O kıyâmet gününde ümmetimin su içmek için geleceği bir havuzdur. (Etrafındaki) kapları yıldızların sayısıncadır. Onlardan birisi oraya gelmekten alıkonulur, çekilip alınır. Ben: O benim ümmetimdendir, derim. Senden sonra (dinde olmayan) neler ihdas ettiğini sen bilmezsin, denilir..." Müslim,I,300;Nesâî,II,133.

Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın Mevkıfteki havz'ına dair haberler pek çoktur. Biz bunları "et-Tezkire" adlı kitabımızda zikretmiş bulunuyoruz. Bu havuzun dört köşesinde dört Raşid halife bulunacaktır. Allah hepsinden razı olsun. Şüphesiz ki onlardan birisine buğzeden bir kimseye diğeri su vermeyecektir. Orada havuzdan uzaklaştırılıp, koyulacakların kimler olduklarını da zikretmiş bulunuyoruz. Bunu öğrenmek isteyen bu hususu oradan izlesin.

Diğer taraftan bu ırmak yahut havuza Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın ümmetinden olup orada gelip içeceklerin çokluğu dolayısıyla

"Kevser" adının verilmiş olması da mümkündür.

Yine buraya içindeki pekçok hayır ve pekçok sudan dolayı bu ismin verilmiş olması da mümkündür.

3- Kevser peygamberlik ve kitaptır. Bu açıklamayı İkrime yapmıslır.

4- Kur'ân-ı Kerîm'dir. Bu görüş de el-Hasen'in görüşüdür.

5- İslâm'dır. Bu görüşü el-Muğîre nakletmiştir.

6- Kur'ân-ı Kerîm'in kolaylaştırılması ve şer'î hükümlerin hafifletilmesidir, Bu açıklama el-Huseyn b. el-Fadl'a aittir.

7- Ashabının, ümmetinin ve taraftarlarının çokluğudur. Bu açıklamayı Ebû Bekr b. Ayyaş ile Yemân b. Riâb yapmıştır,

8- Bu başkasına üstün tutmaktır. Bu açıklamayı İbn Keysan yapmıştır.

9- Bu şanın yüceltilmesidir. Bunu el-Maverdı nakletmiştir.

10- O senin kalbinde bulunup, sana bana giden yolu gösteren benim, dışımdakilerle ilişkilerini kopartan bir nurdur.

11- Yine ondan Görüldüğü gibi buradaki "o" zamirinin kime ait olduğu belli değildir. Bunun İbn Atiyye Tefsir'indeki şu ifadelerden hareketle Cafer es-Sadık olduğunu anlaşılıyor. nakledildiğine göre Kevser şefaat demektir. İşte bu da onbirinci görüştür,

12- Rabbin, senin davetini kabul eden kimseleri kendileri vasıtasıyla hidayete ilettiği mucizelerdir, diye de açıklanmıştır ki bu açıklamayı es-Sa'lebi nakletmiş otup, bu da onikinci görüştür.

13- Hilal b. Yesaf dedi ki: Kevser, la ilahe illallah Muhammedu'r-Rasûlullahdır.

14- Dinde fıkıh (bilgi sahibi olmak)tır diye de açıklanmıştır.

15- Kevser, beş vakit namazdır. Bunlar (bu ve önceki) da öndün ve onbeşinci görüştür.

16- İbrl İshak dedi ki: Kevser pek büyük bir is demektir. Daha sonra Lebid'in şu beyitini zikretmektedir:

"Melhub (diye bilinen suyun) sahibini kaybetmekle bir musibete duçar olduk

Ve Reda (suyunun) yanında pek büyük (kevser) bir başka ev..."

Derim ki: Bu görüşlerin en sahih olanları birinci ve ikincisidir. Çünkü bunlar Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'dan Kevser hakkında sabil olmuş birer nastır. Enes bir topluluğun Havz hakkında konuştuklarını duyunca şöyle demiştir: Ben sizin gibi Havz hakkında tartışan kimseleri görünceye kadar yaşıyacağım kanaatinde değildim. Ben geride öyle yaşlı kadınlar terkettim ki, onlardan namaz kılan herbirisi-muhakkak yüce Allah'tan Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın Havzından kendisine su içirmesini de duasında istemektedir. İbnu’l-Mübarek. Zühd. a, 560.

Peygamber efendimizin havzı hakkında şair şöyle demektedir:

"Ey Havz'ın sahibi! Kim seninle boy ölçüşebilir ki?

Ve sen gerçekten seni yaratanın sevgilisisin."

Arlık bunun dışında kevserin tefsirine dair her ne söylenmese hepsi de havzından ayrı olarak Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a verilmiş şeylerdir. Allah'ın ona pek çok salat ve selamı olsun.

1 ﴿