2İnsanların bölük bölük Allah'ın dinine girdiklerini gördüğünde; "İnsanların" Arapların ve başkalarının "bölük bölük" yani kalabalıklar halinde, biri diğerinin ardında topluluklar olarak "girdiklerini gördüğünde." Şöyle ki, Mekke fethedil diğinde Araplar dedi ki: Allah kendilerini Fil sahiblerine karşı korumuşken Muhammed; Harem ahalisine karşı zafer kazandığına göre, artık sizin ona karşı koyacak gücünüz yok demektir. Bundan dolayı onlar ümmet be ümmet müslüman oluyorlardı. ed-Dahhak dedi ki: "Ümmet" kırk kişidir. İkrime ve Mukâtil dedi ki: "İnsanlar"la Yemenlileri kastetmiştir. Çünkü Yemen'den mü’min ve itaatkâr olarak yedi yüz kişi gelmişti. Kimisi ezan okuyor, kimisi Kur'ân okuyor, kimisi lâ ilahe illallah diyerek tehlil getiriyordu. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) buna çok sevindi. Ömer ve İbn Abbâs da adamışlardı. İkrime'nin, İbn Abbâs'tan rivâyetine göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Allah'ın yardımı ve fetih geldiğinde" (1. âyet) âyetini okudu ve bu arada Yemen ahalisi yufka yürekli, yumuşak tabiatlı, cömert kalbli, büyük haşyetti halde geldiler ve Allah'ın dinine topluluklar halinde girdiler," Ebû Yala, Müsned, IV, 384 (az farkla); Taberânî, Müsnedu'ş-Şâmiyyîn, I, 283. Müslim'in Sahih'inde Ebû Hüreyre'den şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Rasülullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Size Yemen ahalisi gelmiş bulunuyor. Onlar kalpleri pek zayıf, yüreklen pek yufkadır. Fıkıh (derinliğine din bilgisi) Yemenlidir, hikmet de Yemenlidir." Müslim, I, 72; Buhâri, IV, 1594, 195; Tirmizi, V, 726; Müsned, II, 252, 267, 380. . Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın şöyle buyurduğu da rivâyet edilmiştir: "Ben hiç şüphesiz Rabbinizin nefesini Yemen tarafından alıyorum." Müsned, 11, 541, Taberânî, Evsat, V, 57, Heysemî, Mecma', X, 5 Bu hususta iki tevil (yorum) yapılmıştır: 1- Bundan maksat, kurtuluştur. Çünkü onların İslâm'a girişleri kalabalıklar, cemaatler halinde ardı arkasına gerçekleşmişti. 2- Yani şanı yüce Allah, Yemenlilerle Peygamberinin sıkıntılarını gidermiştir ki, ensar onlardır.t4) Câbir b. Abdullah'ın şöyle dediği rivâyet edilmiştir: Ben Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı şöyle buyururken dinledim: "Şüphesiz insanlar Allah'ın dinine bölük bölük girdiler ve pek yakında ondan bölük bölük çıkacaklardır." Müsned, III, 343; Heysemî, Mecmâ', VII. 281 -hadisi Cabir (radıyallahü anh)dan rivâyet eden komşusu.slııiu tanımadığını, ancak diğer ravilmnin sahih rical olduğu kaydıyla-; ayrıca: Hâkim, Müstedrek, IV, 541'de, Ebû Hüreyre'den. Bu hadisi el-Maverdi zikretmiştir. Maverdî, Nüket, VI, 3Ğ0. es-Sa'lebî'nin lâfzı ise şöyledir: Ebû Ammar dedi ki: Bana Câbir, Tercemeye esas aldığımız nüshada ve matbu diğer nüshalarda: "Haddesenî, Cabirun li Cabir" şeklindedir. Ancak Müsned, Mecma've hadisi zikreden diğer kaynaklarda bu ifade:."haddesenî cârun li Cîhir" yani "Câbir'in bir kn$usıiMi bana anlam" şeklindedir. Doğrusu da budur. Yanlışlıkla X3r" kelimesi Tâbir" diye yazılmış veya okunmuştur Câbir'e ait olan şu rivâyeti nakletti, dedi ki: Cabir bana insanların durumu hakkında suru sordu. Ben de onlara ihtilâfları ve ayrılıkları halini ona haber verdim. Ağlayarak şöyle demeye başladı: Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı şöyle buyururken dinledim: "Şüphesiz insanlar Allah'ın dinine bölük bölük girdiler, Yakında yine Allah'ın dîninden bölük bölük çıkacaklardır." Müsned, III. 3*3; Heysemî, Mecma', VII, 2B1; ayrıca bk Süyutî, ed-Durru'l-Mensur, VIII, 664. |
﴾ 2 ﴿