4

"Düğümlere üfüren kadınların şerrinden,

6- Düğümlere Üfleyenler:

"Düğümlere üfüren kadınların şerrinden." Düğümlere okudukları vakit ipin düğümlerine üfleyen sihirbaz kadınların şerrinden, demektir. Burada onların üflemeleri (Kur'ân ve benzeri dualar okuyarak) tedavi eden kimsenin yaptığı işe benzetilmiştir. Şair şöyle demektedir:

"Sığınırım Rabbime üfürenlerden

Yalan ve iftira ile büyü yaparak düğümlere (üfleyenlerden)."

Mütemmim b. Nuveyre de şöyle demiştir:

"Sen rukyeye (okuyup üflemeye) benzer şekilde ipe üfledin

Cennet ümidi ile kıskananın korkusundan."

Antere de şöyle demiştir:

"İyileşirse eğer ona üflemem

Ve eğer o kaybedilirse, kaybetmekten dolayı kedere boğulmak

onun için değerdir."

7- Büyü ve Okuyarak Şifa Dilemek:

Nesâi'nin rivâyetine göre Ebû Hüreyre şöyle demiştir: Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Her kim bir düğüm yapar, sonra ona üfürürse büyü yapmış olur. Kim de büyü yaparsa şirk koşmuş olur. Her kim (câhili manasıyla) birtakım şeyler üstüne takarsa o, o şeylerle başbaşa bırakılır." Nesâi. VII. 12; Taberânî, Evsat, 128, Münziri, Terğıb, IV. 16.

Dua ve Kur'ân âyetlerini şifa maksadıyla okumak (rukye yapılması halinde) üflemek hususunda görüş ayrılığı vardır. Kimisi bunu kabul etmezken, kimileri de câiz görmüştür.

İkrime dedi ki: Rukye yapan kimsenin üflememesi, elini sürmemesi ve düğüm yaymaması gerekir, İbrahim dedi ki: Rukye yaparken üflemeyi hoş görmezlerdi.

Birisi de şöyle demiştir: Hasta olduğu sırada Dahhâk'in yanına girdim. Ona: Ey Muhammed'in babası sana okuyayım mı? dedim. O: Oku fakat üfleme, dedi. Ben de Felak ve Nas sûrelerini okuyarak ona şifa diledim.

İbn Cüreyc dedi ki: Ataya: Kur'ân okunduğu zaman üflenir ya da üfürülürmü dedim. O bunların hiçbirisi yapılmaz, fakat onu şöylece okursun, dedi. Daha sonra da: Arzu edersen üfleyebilirsin, dedi.

Muhammed b. Sîrîn'e rukye yapılıp üflenmesi hakkında sorulmuş o da: Bunun sakıncalı olduğunu bilmiyorum. Eğer bu hususta görüş ayrılığına düşenler olursa aralarında hakem sünnettir, dedi.

Âişe (radıyallahü anha)nin rivâyet ettiğine göre Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) rukye yaparken üflerdi. Bunu hadis İmâmları rivâyet etmiş ve biz bunu hem sûrenin baş taraflarında, hem de Subhan (İsra) Sûresi'nde (17/82. âyet, 2. başlıkta) zikretmiş bulunuyoruz.

Muhammed b. Hâüb'dan rivâyet edildiğine göre eli yanmış, annesi onu Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'a getirmiş. Peygamber de ona üflemeye ve birtakım sözler söylemeye koyulmuş. (Muhammed b. Hâtıb) bu sözleri ezberleyemediğini söylemiş.

Muhammed b. el-Eş'as da dedi ki: Gözlerimden rahatsız olduğum bir sırada beni Âişe (radıyallahü anha)'ya götürdüler, O bana rukye yaptı ve üfledi.

İkrime'den rivâyet edilen: Rukye yapan kimsenin üflememesi gerekir, sözüne gelince, sanki o bu kanaatine yüce Allah düğümlere üflemeyi kendisinden sakınılması gereken şeylerden değerlendirmiş gibi bir kanaate sahih olmuş görünüyor. Dolayısıyla kendi kendisine bir çeşit sığınma izlenimi uyanmamalıdır. Ancak bu durum böyle değildir. Çünkü düğümlere üflemek yerilmiş bir şeyse de, düğümsüz üflemenin yerilen bir şey olmaması gerekir. Ayrıca düğümlere üflemek ile ruhlara zarar veren büyü yapılmak maksadı güdülmüştür. Rûkyede üflemek ise bedenleri ıslah etmek içindir. Fayda veren bir şey, zarar veren bir şey ile kıyas edilemez,

İkrime'nin el sürmeyi sünnete aykırı bulmasına gelince, Ali (radıyallahü anh) dedi ki: Ben rahatsız idim. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) yanıma girdi. Bu arada şöyle diyordum: Allah'ım eğer ecelim gelmiş ise beni rahatlat ve eğer ecelim gelmemişse bana şifa ve afiyet ver. Şayet bu bir belâ ise bana sabır ihsan el. Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): "Nasıl dedin?" diye sordu. Ben de ona söyledim. Eliyle beni sıvazladı, sonra da: "Allah'ım, ona şifa ver" diye buyurdu. Daha sonra böyle bir ağrı duymadım. İbn Ebi Şeybe, Mûsannef, V, 46, VI, 61.

Abdullah b. Amr Abdurrahman b. Sabat, Îsa b. Ömer ve Ruveys, Yakubdan "Üfüren kadınların şerrinden" anlamındaki lâfızları diye "fâ-ilâr vezninde okumuştur. Bu okuyuş Ebû Bekr es-Sıddîk (radıyallahü anh)'ın mevlası Abdullah b. el-Kasımdan da rivâyet edilmiştir.

Rivâyet olunduğuna göre birtakım kadınlar. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'ı onbir düğüm yaparak büyülemişlerdi. Bunun üzerine yüce Allah muavvizeteyn sûrelerini onbir âyet olarak indirdi.

İbn Zeyd dedi ki: Bu sözü edilen kadınlar yahudi idi. Bu kadınların Lebid b. el-A'sam'ın kızları olduğu da söylenmiştir.

4 ﴿