57

Bulutlarla üzerinizi gölgelendirmiş ve size kudret helvasıyla bıldırcın eti indirmiş (göndermiş)tik. “Size rızık olarak verdiklerimizin temizinden (helâlinden) yiyin.” demiştik. Halbuki onlar bize, kötülük etmediler, yalnızca kendilerine kötülük edip zulmettiler.

(.........) “Bulutlarla üzerinizi gölgelendirmiş” Bulutları size gölgelik kılmıştık. Bu olay Tih çölünde cereyan etmişti. Allah, bulutları onların hizmetine vermiş, onlar yürüdükçe yol boyunca onlarla birlikte hareket ederek onları hep güneşten koruyup gölgelemiştir. Geceleyin de gökten bir direk şeklinde bir ateş (ışık huzmesi) inerek yollarını aydınlatıyor, onlarda bu aydınlıkta hareket ediyorlardı. Üzerine giyinmiş oldukları giysileri kirlenmiyor ve eskimiyordu.

“Ve size kudret helvasıyla ... indirmiş (göndermiş)tik. “Bu, âdeta kar misali güneşin doğmasıyla yağmaya başlardı ve herkes için bir sa (ölçek) miktarı yağardı.

“bıldırcın eti....” Allah kendilerine güneyden esen bir rüzgar gönderir ve bu rüzgar etkisiyle bıldırcın kuşları onlardan tarafa toplarııp gelirlerdi. Onlar da kendilerine doğru uçup gelen bu kuşlardan kendileri için yetecek miktar kadarını keserlerdi. Biz onlara:

“Size rızık olarak verdiklerimizin temizinden (helâlinden), lezzetli olanlarından yiyin, demiştik.” Ancak onlar bu nimetlere karşı nankörlük ederek zulmettiler.

“Halbuki onlar - böyle yapmakla - bize zulmetmediler, yalnızca kendilerine kötülük edip zulmettiler.”

Âyetteki, (.........) kelimesi, (.........) kelimesinin mef'ûlüdür.

57 ﴿