58

Ve yine hatırlayın! İsrâ'il oğullarına şöyle demiştik: “Şu kasabaya girin ve orada bulunan nimetlerden dilediğiniz gibi bol bol yiyin. Kapıdan içeriye eğilerek girin ve (........) deyin ki, biz de sizin hatalarınızı bağışlayalım. Çünkü biz iyilikte bulunanlara karşılıklarını daha fazlasıyla verelim.”

İsrâ'il oğulları Tih çölünden çıktıktan (ayrıldıktan) sonra:

“Ve yine hatırlayın! İsrâil oğullarına şöyle deniştik:”

Şu kasabaya (Beyti Makdis'e veya Eriha'ya) (........) kelimesi hâldir. Bu ise, (........) kelimesinin çoğuludur.

İsrâ'il oğulları kapıya varıp ulaştıklarında Allah için şükür secdesi yapmakla ve O'na karşı tevazularını belirtmek, hiç olduklarını anlamak için bununla emrolunmuşlardı.

“Ve Hıtta (bağışla) Rabbim, deyin ki,” Burada geçen, “Hıttakelimesi tıpkı “Cilse” kalıbında gibidir ve “sil” anlamında bir kelimedir ve bu kökten alınmadır. Bu da mahzûf (gizli) bir mübtedanın haberidir.

Yani, “Bizim senden istediğimiz senin bizi bağışlamalıdır.” veya “Senin bizden, (........) diye yakarmamızı isteme emrin “yahut da, “Bu kasabaya girerken bizi oradakilerden koru.” tarzındaki emrin...

Esasen bunun mensûb olması gerekir. Bu şekilde okunmuştur ki bu da: “Bizden günahlarınıızı nasıl bağışlamak gerekiyorsa öylece bağışlamanı isteriz.” demektir. Bunun mérfu kılınması ise, “sebat” manasının elde olunması içindir. “Bizim isteğimiz hittadır.” demek: “Bizi bu kasabada korumandır, bizi burada yerleştirmen, kararlı kılmandır.”

Hazret-i Ali’den rivâyete göre bu, “Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın ismiyle “cümlesidir.

Yani Besmele'dir. Ancak Hazret-i Ikrime (radıyallahü anh) ye göre bu, (........) kelimeyi tevhididir.

“Bizde sizin hatalarınızı bağışlayalım.”

(........) kelimesi, (........) kelimesinin çoğuludur. Bu da, günah demektir. Kırâat imâmlarından Nâfi, (........) kelimesini, (........) olarak, İbn Âmir de, (........) olarak kırâat etmiştir.

Çünkü, biz iyilikte bulunanlara karşılıklarını daha fazlasıyla verelim.”

Yani, içinizden ihsan sâhibi olanlar ise, biz de fazlasıyla ona karşı gereğini yapalım. Kısaca kim istenen o kelimeyi söylerse, işte bu, onun sevabının artışına bir neden olacaktır. Kim de kötülük ederse, ya da etmiş ise o kelimeyi söylemek onun için bir tevbe ve bağışlanma nedeni olacaktır.

58 ﴿