68İşte bunun üzerine kavmi Mûsa'ya: “Öyle ise bizim için Rabbine dua et ki, onun ne özellikte bir inek olduğunu bize açıklasın.” dediler. Mûsa da “Allah buyuruyor ki: (........)” dedi. “İşte bunun üzerine kavmi Mûsa'ya: (........) dediler.” Kesilmesi istenen ineğin durumu ve özelliğinden soruluyor. Çünkü onlar sözü edilen ineğin mahiyetini biliyorlardı. Gerçi Arapçada, (........) kelimesi her ne kadar “cins” ifade eden şeyler için ve (........) de “vasıf (nitelik) ifade edenler için kullanılan kelimeler ise de, ancak bazen, (........) edatı, (........) yerine kullanılabilmektedir. Bu ise onlar, ölü bir sığırın herhangi bir parçasıyla bir ölüye vurmalarıyla dirilme olayına şaşkınlık göstermelerini belirtiyor. İşte bu durumdaki hayret ve şaşkınlık uyandıran ineğin niteliğini sorup öğrenmek istiyorlardı. Âyette geçen, (........) mübteda ve haberdir. “Mûsa da, Allah buyuruyor ki: (........)” Yani fazlaca yaşlı, son demlerini yaşayan biri değil. (........) kelimesi kullanıldı. Çünkü, artık ömrünün sonlarına gelmek manasındadır. (........) kelimesinin merfû' oluşu ise, (........) kelimesinin sıfatı olmasındandır. (........) kelimesi de genç ve körpe demektir. Bu da bir öncekine ma'tûftur. “Ancak ikisi arası bir inek.” Yani yaşlı ile körpe arası yaşta bir inek. Âyette, (........) buyuruldu ve fakat, (........) buyuralmadı. Kaldı ki, (........) kelimesi iki ve daha çok şey manasında olmayı gerektiren bir kelimedir. Çünkü, Allah (celle celâlühü) bununla sözü edilen özelliktekiler arasında herhangi birini murat etmiştir. Nitekim, bu hüküm konusunda zamîr işaret ismi yerine geçmiştir. Ebû Ubeyde Mamer b. Müsenna (120-209/737-824) diyor ki, Ebû Muhammed Rube el-Accac’a şöyle dedim: O kısrakların rengi siyah ve beyaz çizgilidir Sanki derisinde (üzerinde) gri renkte çizgiler var gibi Eğer bu şiirde yer alan, (........) kelimesi vurgulanmak istenirse, bu takdirde (........) diye tekil zamîri söylenir. Fakat bunu değil de söz konusu “siyah ve beyaz renkleri” yani; (........) ve (........) kelimeleri vurgulanmak istenirse bu takdirde de, (........) olarak zamîr tesniye yapılır. Yani buyuruyor ki; Ben şu özellikteki gibi birini murat ettim. “Ö hâlde size emredileni derhal yerine getirin, dedi.” Emr olunduğunuz şeyi. Bu, kendisiyle emr olunduğunuz şey, manasındadır. Yahut da, “size emretti'“nin manası, emr olunduğunuz veya memur kılındığınız şey, anlamındadır. Yani mef'ûl olan bir şeyi mastar olarak isimlendirmedir. Meselâ: “Darbu'l-emir” denir ki bu emirin kendisiyle adam dövdürdüğü manasındadır. Yani, emirin maşası gibi. |
﴾ 68 ﴿