83Yine hatırlayın, bir zamanlar İsrâ'il oğulları'ndan; “Allah'tan başkasına ibâdet ve kulluk etmeyin, ana babaya, yakın - uzak tüm akrabaya, yetimlere ve yoksullara iyilikte bulunun ve insanlara da güzellikle söz söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin.” diye kesin söz almıştık. Sonra da içinizden pek azınız dışında yüz çevirdiniz ve halen de bu yüz çevirme durumunuzu sürdürüp duruyorsunuz. “Yine hatırlayın, bir zamanlar israiloğulları'ndan kesin söz almıştık.” Bu son derece önemli bir şekilde yapılan bir kesin söz verişi te'kittir. “Allah'tan başkasına ibâdet (kulluk) etmeyin,” Bu ifade nehiy, yani yasaklama anlamında bir haber (bildirim)dir. Meselâ: “Filanca kimseye gidiyorsun, ona şunu da söylersin.” cümlesi gibi. Bununla asıl söylenmek istenen şey emirdir. Yani, “Ona söyle.” demektir. Çünkü bu şekildeki bir ifade, açık olarak, “Şunu yap, bunu yapma.” gibi emir ve yasaklardan daha etkindir, daha beliğ ve edebidir. Çünkü, böylece sanki derhal verilen emre yapışılacak veya yasaklarıan şey de yapılmayacak, anlamı çıkarılır. Zira ondan haber vermektedir. Nitekim, Übey b. Ka'b’ın kırâati de bunu desteklemektedir. Übey bunu, (........) olarak okumuştur. Ayrıca, (........) kavli de bunu te'kit etmektedir. Çünkü burada “kavi” yani (........) ifadesi muzmerdır (gizlidir). Kırâat imâmlarından İbn Kesîr, Hamza ve Ali ise, (........) olarak okumuşlardır. Çünkü İsrâ'il oğulları açık olarak zikrolunan bir isimdir. Dolayısıyla açık olarak zikredilen isimlerin fiil kipleri de tümüyle gaip olurlar. Bunun manası, “İbadet (kulluk) etmesinler, “dir. Başındaki nasb edatı olan, (........) hazfedilince (gizlenince) muzari fiil merfiı kılınmış olur. “Ana babaya iyilikte bulunun.” Yani, (........) iyilik yapın, iyilikte bulunun, demektir. Böyle olmalı ki, emrin atfı uygun gelmiş olsun. Bu emir de, daha önce ifade ettiğimiz gibi, (........) kavlidir. “Yakın — uzak tüm akrabaya,yetimlere...” Buradaki, (........) kelimesi, “yetim” kelimesinin çoğuludur. Yetim, babasını kaybeden çocuktur ki, bu da sıfır yaşından bulûğ (ergenlik) çağma kadar sürede olan bu özellikteki çocuklara verilen isimdir. Çünkü, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz bir hadislerinde şöyle buyurmuşlardır: “Bülüğ (ergenlik) çağından sonra yetimlik yoktur.” Hazret-i Ali'den Ebû Dâvud rivâyet etmiştir. H. No. 2873. “Ve yoksullara iyilikle bulunun.” Kelime, “miskin “kelimesinin çoğuludur. Bu da, ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çeken kimse demektir. “Ve insanlara da güzellikle, söz söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin, diye kesin söz almıştık.” Buradaki, (........) kelimesi, bizatihi kendisi, güzelliği itibariyle güzel olduğundan, bu mastar kelimesi kullanıldı. Çünkü bu, istenilen mânâ için en uygunudur. Kırâat imâmlarından Hamza ve Ali, bu kelimeyi, (........) olarak okumuşlardır. “Sonra da içinizden azınız dışında -ki bunların da Müslümanliği kabul eden az sayıdaki Yahûdîler olduğu söylenir- yüz çevirdiniz -verdiğiniz kesin sözden döndünüz onu terk ettiniz-. Ve halen de bu yüz çevirme durumunuzu sürdürüp duruyorsunuz.” Siz öyle bir kavimsiniz ki, adetiniz gereği hep yüz çevirir, verdiğiniz kesin sözlerden döneklik edersiniz. |
﴾ 83 ﴿