115Doğu da Allah'ındır, batı da. Artık hangi tarafa dönerseniz Allah'ın yüzü (zâtı) oradadır. Şüphesiz Allah'ın rahmeti ve ihsanı geniştir, her şeyi hakkıyla bilendir. “Doğuda Allah'ındır, batı da.” Yani doğuda ve barıda var olan tüm beldeler ya da ülkeler Allah'ındır. O bizatihi onların sâhibi ve mâlikidir ve onları düzene koyan, onlara imkan verendir. “Artık hangi tarafa dönerseniz...” Burada, (........) şarttır., bundan sonraki, (........) kelimesi ise bununla meczum bir fiildir. Yani: “Nereye döner ve yönelirseniz...” Kı-': saca nerede kıbleye karşı yönünüzü dönerseniz, demektir ki, bunun delili de Rabbimizin şu kavlidir: “Artık yüzünü Mescit-i Haram tarafına, çevir. Ey mü'minler! Siz de nerede olursanız olun, namazda yüzlerinizi o tarafa çevirin.” Bakara, 144. Yukanda geçen şartın cevabı da, “Allah'ın vechi-zâtı oradadır.” cümlesidir. Yani, “Allah’ın dönülmesini emrettiği ve râzı olduğu taraf ya da yön orasıdır.” Bunun anlamı şu demektir: “Eğer siz Mescit-i Haram'da veya Beyt-i Makdis'te/Mescit-i Aksa'da namaz kılmaktan men edilirseniz (yasaklanırsanız)., sizin için tüm yeryüzü mescit kılınmıştır. Dolayısıyla yeryüzünün herhangi bir yerinde veya noktasında namazınızı oralarda kûm ve fakat yüzünüzü de mutlaka Kâ'be'den tarafa döndürün. Çünkü istediğiniz her yerde o tarafa yönünüzü çevirmek mümkündür.” “Şüphesiz Allah'ın rahmeti ve ilısanı geniştir, her şeyi hakkıyla bilendir.” Allah rahmeti geniş ve bol olandır. Bununla Rabbimizin kullarına karşı bol rahmet ve merhamet sâhibi olduğu gerçeğine dikkat çekiliyor. Kaldı ki, Allah, onların yarar ve zararlarına olacak her şeylerini ve maslahatlarını çok iyi bilir. Abdullah b. Ömer'den gelen rivâyete göre bu âyet, binek üzerinde yolculuk yapanlar hakkında nâzil olmuştur. Dolayısıyla binek ya da herhangi bir taşıt ile yolculuk yapan bir kimse taşıt hangi yöne dönerse dönsün, o kimse o haliyle namazım o binek üzerinde kılabilir. Bir diğer tefsir de şöyledir: Bir grup kimse yolculuk sırasında kıblenin hangi tarafta olduğuna karar veremezler. Her biri ayrı ayrı taraflara doğru o tarafı kıble sanarak durup namazım öyle kılarlar. Ancak sabah olduğunda hatalarını anlarlar ve bundan dolayı da mazur sayılırlar. Bu âyet bizim lehimize ve Şâfiî (rahmetullâhi aleyh) nin de aleyhine bir delildir. Çünkü, Şâfiîye göre kıbleye arka dönüldüğünde bu sahih değildir. Bir tefsir de şöyledir: “Zikretmek ve duada bulunmak için hangi tarafa doğru yönelirse yönelsin.” demektir. |
﴾ 115 ﴿