116Bir de onlar: “Allah çocuk edinmiştir.” dediler. Haşa! Allah bu gibi şeylerden yüce ve beridir. Bilâkis göklerde ve yerde her ne varsa hepsi O'nundur. Hepsi de O'nun emrine boyun eğmişledir. “Bir de onlar: Allah çocuk edinmiştir, dediler.” Çünkü Hırıstiyanlar; “Mesih Îsa Allah’ın oğludur.” ve Yahûdîler de, “Uzeyir Allah’ın oğludur.” dediler, ifadeleri murad olunmaktadır. Kırâat imâmlarından İbn Âmir, (........) ifadesini (........) harfi olmaksızın, (........) olarak okumuştur. Bu kelimeyi, (........) harfini isbat ile yani bu harfi (........) olarak okumak, bu ibârenin kendisinden önce geçen kıssaya ma'tûf bir kıssa olduğunun kabul edilmesi sebebiyledir. (........) sız olarak yani, (........) olarak okumak ise bunun diğer kıssalardan ayrı yeni bir kıssa olması itibariyledir. “Hâşâ! Allah bu gibi şeylerden yüce ve beridir.” Allah bunlardan münezzehtir ve uzaktır. Onu tenzih ederim. “Bilâkis göklerde ve yerde her ne varsa hepsi O'nundur.” Yani göklerde ve yerde var olan şeylerin tamaminin yaratanı, sâhibi ve Mâliki O'dur. Nitekim, bu cümleden olmak üzere Mesih Îsa'nın da, Uzeyir'in de yaratanı ve Mâliki Allah'tır. Dolayısıyla çocuk edinmek mâlikliğe ve yaratıcılığa aykırıdır. “Hepsi de O'nun emrine boyun eğmişlerdir.” O'na râm olmuşlardır. Onlardan hiçbir şey Allah'ı onları yaratmaktan, takdir etmekten, “Ol!” emriyle var etmekten menedemez. (........) kelimesindeki tenvîn ise, muzâfun ileyh yerine gelmiştir, onun yerini almıştır. Yani, “Göklerde ve yerde var olan her şey” demektir. Ya da, “Mesih ve Uzeyir'i Allah'a çocuk olarak isnad eden herkes, “takdirindedir. (........) ibâresi, itâat ederler, ibâdet ederler, O'nu Rab olarak ikrar ve kabul ederler, kendilerine izafe edilen hususları kabul etmeyip reddederler. Yine bu âyette, ilim ve akıl sâhibi varlıklar için kullanılan bir kelime olan, (........) getirildi ve âyetin sonu da akıl sâhibi varlıklar için kullanılan bir ifadeyle, (........) getirildi. Neden? Bu tıpkı, (........) kavli gibidir. |
﴾ 116 ﴿