179

Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Suç işlemekten bu sayede sakınasınız diye.

“Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için bir hayat vardır.” Şüphesiz bu ifade taşıdığı dikkat çekici manası ve garabetiyle yani muktezayı hale (durumun gerektirdiği şeye) uygun düşmesiyle fasih bir söz ve kelâmdır. Bilindiği üzere kısas olayı bir öldürme, ortadan kaldırma olayıdır. Hayata, yani yaşama son verdirmedir. Buna rağmen kısas, yani öldürme olayı hayatın zarfı kılınmıştır.

Kaldı ki, (........) kelimesinin ma'rife (belirli) olarak getirilmesinde, (........) kelimesinin de nekra (belirsiz) getirilmesinde apaçık bir belâgat sergilenmiştir. Bu itibarla bunun manası şöyle olmaktadır:

“Sizin için kısası içeren bu cinsten hüküm verilmesinde gerçekten büyük ve önemli bir hayat vardır.”

Çünkü bununla Meselâ bir kişiyi öldüren birkaç kişi ya da cemaat veya topluluk güçleri ne olursa olsun haksız olarak bir kimseyi öldürmeleri sebebiyle öldürülürler, İşte bu cezâ uygulaması sebebiyle kısası göz önünde tutan bir kimse için bir caydıncılık sebebi ve unsurudur. İşte bu açıdan kısasta hayat vardır, yani insanı öldürmek değil yaşatmak vardır. Hem de ne hayat ve ne yaşatma! Bunun üzerinde bir başka şey gösterilebilir mi? Ya da bir tür yaşatma veya hayat vardır. Bu, öldürülebilirim, bana da ölüm cezâsı uygulanır korku ve endişesinin berberinde getirdiği bir hayat. Çünkü, kâtile kısas uygularıabileceği gerçeğini bilmesi onu genel manada öldürmeden uzak tutar. Çünkü, bir kimse eğer birini öldürmeyi planlayıp tasarlasa aklmâ hemen kısas hükmü gelir. Bundan dolayıkendi adına korkar, ürperir. Bu şekilde öldürmekten kaçınır. Dolayısıyla öldüreceği kimse ölümden kurtulur, hayatını sürdürür. Kendisi de kısas cezâsından kurtularak o da hayatını öylece sürdürür. Görüldüğü üzere kısas cezâsının meşruluğu, şerî'at noktasından getirilmiş olması, iki hayatın ya da canın hayatta kalmalarına sebeptir.

Suç işlemekten bu sayede sakınasınız diye.

179 ﴿