204İnsanlardan öyleleri de vardır ki, dünya hayatı hakkındaki sözleri senin hoşuna gider. Kalbinde olana (samimi davrandığına) da Allah'ı şâhit tutar. Halbuki o, düşmanların en yamanıdır. “İnsanlardan (içlerinde vardir ki,) dünya hayatı hakkındaki sözleri senin hoşuna gider. “Seni mest eder, gönlünde üstün bir yer edinmek ister. Nitekim, insanın gönlünde yer eden ya da taht kuran bir şey için de “şaşılacak şey, harika şey” türünden ifadeler kullanılır. (.......) cer edatı, (.......) kelimesine taallûk eder. Yani: “Onun dünya ile ilgili olarak söyledikleri senin hoşuna gider. Çünkü; onun “……..,” iddiasıyla esasen söylemek istediği, dünya sevgisi ve muhabbetidir. Onun bu sevgiyle âhiret sevgisini murat ettiği söz konusu değildir.” demektir. Ya da, “senin hoşuna gider” sözü, “Onun dünya hakkındaki sözleri hoşuna gider, âhiretle alâkalı olanı değil. Çünkü yarın kıyamet gününde hesap yerinde dili tutulacak ve bir şey söyleme gücüne sahip olmayacaktır.” demektir. “Kalbinde olana, (samimi olduğuna) da Allah'ı şâhit tutar. Halbuki o, düşmanların en yamanıdır. “ Yani, bu kimse sana yemim ederek şöyle der: “Seni ve İslâm'ı sevdiğime dair kalbimde olana Allah şahidimdir. “Halbuki bu adam, düşmanlıkta düşmanlar içerisinde daha çok düşmanlık besleyen, Müslümanlara karşı kin, öfke ve düşmanlık ile dolu olan biridir. (.......) kelimesi, (.......) manasındadır. Buradaki izafet, yani tamlama ise, (.......) manasınadır. Çünkü, (.......) kalıbında olan kelimeler, Meselâ (.......) kelimesi gibi, kendisinin bazısı (bir kısmı) olan şeye muzaf olur, meselâ, (.......) gibi. Dolayısıyla kişi, genç bireylerin bazısı demek değildir. Bu değerlendirmeye göre âyetin takdiri şöyledir. “Düşmanlık etmede daha bir azılıdır.” Ya da, (.......) kelimesi, tıpkı, (.......) kelimesinin çoğulu (.......) kelimesi olduğu gibi bu da (.......) kelimesinin çoğuludur. Bunun da takdiri şöyledir: “O düşmanlıkta düşmanlık edenlerin en azılısı ve en yamanıdır.” |
﴾ 204 ﴿