211(Ey Resûlüm Muhammed!) İsrâ'il oğullarına sor, Biz onlara apaçık âyetlerden nicelerini verdik. Her kim kendilerine geldikten sonra Allah'ın nimetlerini (hükümlerini) değiştirirse, iyi bilsin ki, Allah'ın azâbı ve cezâsı pek şiddetlidir. “(Ey Resûlüm Muhammed!) İsrâ'il oğullarına sor,” Buradaki, (.......) kelimesinin aslı, (.......) olup, baştaki vasl hemzesinin hazfinden (düşürülmesinden) sonra fetha/üstün harekesi (.......) harfine aktarıldı. Artık bundan böyle vasl hemzesine de gerek duyulmadığından kelime, (.......) hâlini almış oldu. Bu, Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e veya her kes için “sor” anlamında bir emirdir. Bu, bir paylama ve azarlama anlamında sormadır. Nitekim, yarın kıyamet gününde kâfirlere bu türden sorular yöneltilecektir. “Biz onlara, -peygamberlerinin elleriyle- apaçık belgeler/âyetlerden -ya da onların kitaplarında İslâm'ın doğruluğuna ilişkin yer alan, şâhit konumunda bulunan âyetlerden- nicelerini verdik.” Âyetteki, (.......) edatı ya istifham (soru) içindir veya haber manasındadır. “Her kim kendilerine geldikten sonra -gelen âyetleri bildikten, tanıdıktan ve yanlarındaki bilgilerin doğru olduğunu gördükten sonra- Allah’ın nimetlerini, hükümlerini, âyetlerini değiştirirse,'“Çünkü, insan eğer o âyetleri bilmez veya tanımaz ise, bu âdeta o âyetler onun yanında tok anlamına gelir. Âyette geçen, “nimet” kelimesi, “Allah'ın âyetleri” manasındadır. Çünkü bu âyetler, yüce Allah tarafından gönderilen en üstün ve değerli nimetleridirler. Zira bu âyetler dalâletten, (sapıklıktan) hidâyete (kurtuluşa) sebep olan şeylerdir. Bunların değiştirilmesi ise; Allah, bu âyetleri ya da mu'cizeleri, onlar îman etsinler, hidâyetlerine vesile olsun diye ortaya çıkardı, gönderdi. Ancak bunlar ise onu dalâletleri (sapıklıkları) için bir sebep durumuna getirdiler. Zira inkâra ve tahrife kalkıştılar. Nitekim şu âyet onların durumlarını çok net olarak sergilemektedir: “Kalplerinde hastalık (kâfirlik ve münâfıklık) olanlara gelince, onların da inkârlarını büsbütün artırır.” Tevbe, 125 Veya Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)’in getirdiği dinin doğruluğunu gösteren ve kitaplarında yer almış bulunan bu âyetleri tahrif ettiler, değiştirdiler. “İyi bilsin ki, Allah'ın azâbı ve cezâsı, -hak edenler için- şiddetlidir.” |
﴾ 211 ﴿