13Şüphesiz karşı karşıyla gelen iki toplulukta sizin için büyük bir ders vardır. (Bunlardan) biri Allah yolunda savaşan bir topluluktu, diğeri de kâfir bir topluluktu. (Müşrikler) Müslümanları kendilerinin iki katı olarak görüyorlardı. Allah dilediğini yardımıyla destekler. Şüphesiz bunda uzağı görebilen basiret Erbâbı için çıkarılacak büyük bir ders vardır. (.......) Aslında bu hitap Mekkeli Kureyş müşriklerine olmakla birlikte genelde tüm kâfir ve müşrikleredir. “Şüphesiz karşı karşıyla gelen iki toplulukla sizin için büyük bir ders vardır. Bunlardan biri Allah yolunda savaşan -mü'min- bir topluluktu, diğeri de kâfir bir topluluktu.” “(Müşrikler) Müslümanları kendilerinin iki katı olarak görüyorlardı.” Yani; müşrikler Müslümanların sayılarını tıpkı kendilerininki gibi iki bin olarak veya (savaşa kâtiları) Müslümanların 313 olan sayılarını iki kat olarak görüyorlardı. Çünkü, yüce Allah, Müslümanların sayılarının, müşriklerin sayılarından oldukça az olmasına rağmen, müşrikler korksun için Müslümanların sayılarını düşmanlarının gözlerinde kat kat olarak göstermiştir ki; müşrikler Müslümanlarla girişecekleri bir savaşta korksunlar istenmiştir. Kırâat imâmlarından Nâfi de, (.......) kavlini, (.......) harfiyle, (.......) olarak okumuştur. Yani: “Ey Kureyş müşrikleri! Siz Müslümanların sayısını tıpkı kâfir olan toplumunuzun sayısı gibi iki katı olarak göreceksiniz.” Veya, “Kendilerinin olduğunun iki katı gibi göreceksiniz. “Ancak burada ele alınıp anlatılanlar, Enfal Sûresinde yer alan, “Sizi onların gözlerinde az gösteriyor.” Enfal, 44. ile herhangi bir çelişki meydana getiriyor değildir. Çünkü; ilk başta onlar ötekilerin gözlerinde oldukça az bir sayı olarak gösterildi ki; böylece onlara karşı saldırabilme cesaretini kazansınlar istenmiştir. Ne zamanki toplarııp savaş için bir araya geldikler, ta ki onları yenene kadar hep onların gözlerinde sayıca oldukça çok olarak gösterildiler. Burada azlık ve çokluk durumları iki farklı durum açısındandır. Bunun benzeri farklı durumlarda ve konumlarda meydana gelen olaylara göre değerlendirilir. Nitekim, Rabbimiz şöyle buyuruyor: “İşte o gün insanlara da cinlere de günahları sorulmaz.” Rahmân, 39. Özellikle burada dikkat çekilen nokta kıyamet gününde mahşer alanında herkes simalarından tanmacaklarından bu bakımdan onlara bir şey sorulmayacaktır, demektir. Dolayısıyla bu âyetin tefsirinde her şey ortama göre değerlendirilirden maksat bu ve benzeri şeylerdir. Nitekim; bir diğer ayetde de Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Onları tutuklayın, çünkü onlar sorgulanacaklardır.” Saffât, 24. Onların gözünde kimi zaman çok bir sayı olarak gösterilmesi ve kimi zaman da az sayıda gösterilmeleri, gücün gösterilmesini, yüce Allah'ın kudretini daha net olarak ve mübalağalı ya da beliğ bir tarzda ortaya koymaktadır. Âyetin ya da mu'cizenin açık bir şekilde gösterilmesidir. Âyette yer alan, (.......) kavli hâl olarak mensûbdur. Çünkü bu, bizzat gözle görülme olayıdır. Çünkü bunu, (.......) kavlinden öğrenmekteyiz. Delil burasıdır. Yani; “Apaçık bir şekilde çıplak gözlerle, arada herhangi bir şey olmaksızın gördüler.” demektir. “Allah dilediğini yardımıyla destekler. “Nitekim; Bedir ehlinin sayılarını düşmanlarının gözünde çok göstererek onlara destek verdiği gibi bu samimiyette olan her mü'mini de bu manada destekleyecektir. “Şüphesiz bunda -az sayıdakileri çok sayıda göstermede- basiret Erbâbı için büyük bir ders -öğüt— vardır.” |
﴾ 13 ﴿