18Allah, kendisinden başka ilâh olmadığına şâhitlik etti. Melekler ve ilim sahipleri de (Allah'tan başka ilâh olmadığına) adaletle şâhitlik ettiler. Azîz ve Hakîm olan Allah'tan başka ilâh yoktur. “Allah, kendisinden başka ilâh olmadığına şâhitlik etti.” (.......) Burada mana olarak hükmetti ve dedi, söyledi manalarına gelir. “Melekler (de) ...” Burada geçen “Melekler de” kavli ise, “Onlar açıkça da görmüş oldukları yüce Allah’ın muazzam kudreti karşısında gördükleri gerçeklere ve o muazzam kudretin sâhibi dışında bir başka ilâh olmadığına tanıklık ettiler. “demektir. “ve ilim sahipleri de Allah'tan başka ilâh olmadığına adaletle şâhitlik ettiler..” Âyetin bu kısmında yer alan, (.......) kavlinden murat peygamberleri ilim adamları ve inanmış bilgili kimseler, demektir. (.......) kavli de, dağıtıları ya da taksim edilmiş olan rızık ve eceller konusunda Allah'ın yaratmış olduğu gerçeğin dışma çıkarak adalet sinirianın çiğnemezler. Allah'ın dağıttığı sevap olsun, ya da amellere göre cezâlarıdırması olsun bu hususlarda da adalet ölçüsünün dışına taşmazlar. Aynı şekilde Rabbimizin kullarının bir birlerine karşı acımaları ve insaf ölçülerini çiğnememeleri, aralarındaki meselelerde eşitlik esaslarını ayakları altına almamaları konusunda adalet ölçüleri içerisinde hareket edenler demektir. (.......) kelimesi Allah isminden müekked hâldir veya, bu, (.......) zamîrinden hâldir. Bilindiği gibi iki çeşit hâl vardır. Bunlardan biri, müekkidedir, ki zilhâlden ayrılmaz. Diğeri de mütehavvile veya muntakile ismini alır ki, burası yeri olmadığından detaylarına inmek istemiyoruz. Ya da bunun iki ma'tûf kılmaksızm halin nasbryla ifradı da, yani bu manada müfret olması da câizdir. Meselâ; Arapça olarak, (.......) diyecek olursan bu, câiz olmaz. Çünkü; aralarında bir ilbas yani bir anlaşılamayan taraf yoktur. Zira her ikisi de erkektir. Fakat, (.......) diyecek olursan bu, câizdir. Çünkü burada Zeydi, Fîind'den ayıran özellik onun erkek olmasıdır. Ya da, (.......) kelimesi medih üzere mensûbdur. Bir de âyette, (.......) kavli iki kez geçti ki bu, te'kit maksadıyladır. “Azîz ve Hakîm olan Allah'ları başka ilâh yoktur.” Âyetin sonunda yer alan, (.......) kavli, istinaf cümlesi yani yeni bir cümle olarak merfûdur. Yani bu, (.......) demektir. Yoksu bu, (.......) zamîrinin bir vasfı yani sıfatı demek değildir. Çünkü zamîrler tavsif olunamazlar (nitelenemezler). Dolayısıyla, “yenilmeyen, her an üstün ve güçlü olan” demektir. (.......) ise asla haktan dönmeyen, taviz vermeyeni manasınadır. |
﴾ 18 ﴿