79Hiçbir beşerin, Allah'ın kendisine kitap, hikmet (hüküm) ve peygamberlik verdikten sonra kalkıp insanlara, “Allah'ı bırakıp bana kul olun.” demesi mümkün değildir. Aksine o şöyle der: “Öğretmekte ve okutmakta olduğunuz Kitap sayesinde rabbaniler (halis ve samimi kullar) olun.” “Hiçbir kimsenin, Allah'ın kendisine kitap, hikmet (hüküm) ve peygamberlik verdikten sonra” Bu âyet Hazret-i îsa (aleyhi’s-selâm) ya tapınmaya itikadı yalanlamaktadır. Anlatıldığına göre bir adam Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’e gelir ve: “— Ey Allah'ın Rasûlü! Biz aramızda birbirimizle selâmlattığımız gibi seninle selâmlamıyoruz. Senin önünde eğilip secde etmeyelim mi, diye sorar. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) da şöyle buyurur: — Allah'tan başkasına secde etmek, eğilmek yakışık almaz. Ancak peygamberinize saygılı olun ve hakkı da ehil olana verin.” Bk. Vahidi, Esbabu'l-Nüzul; S:74. Hasen-ı Basrî rivâyet etmiştir. Ancak İbn Hacer şöyle diyor: “Ben bu hadisle ilgili olarak bir isnada rastlayamadım. Bk: Haşiyetu’l-Keşşâf; 1/378 Âyette yer alan, “hüküm” kelimesinden kasıt hikmet demektir veya Sünnet manasınadır ya da hüküm vermek, yargılamak, demektir. “kalkıp halka, (.......) deme hakkına sahip değildir.” Burada, (.......) kavli, (.......) kavline ma'tûftur. “Aksine O şöyle der: “Fakat o, “rabbaniler olun “der. (.......) — rabbaniy kelimesi, (.......) ve (.......) harflerinin ilâvesiyle “Rabbe mensup, Rabbe âit” demektir. Bu da, Allah'a çok fazla bağlı ve itaatkâr olan, demektir. Nitekim; Abdullah b. Abbâs öldüğü zaman İbn Hanefî'ye demiştir ki: “Bu ümmetin rabbanisi vefat etti.” Hasen-ı Basrî'ye göre rabbaniler; “Fakih (derin anlayış sâhibi) olan alimlerdir.” Kimilerime göre de; “Öğretici olan alimlerdir.” Bazıları da: “Rabbani demek, ilmiyle amel eden alim, demektir.” demişlerdir. Kırâat imâmlarından Âsım ve İbn Âmir, (.......) olarak kırâat etmişlerdir. Yani; kendinizden başkalannı, demektir. Fakat bu imâmların dışında kalanlar da bunu, (.......) olarak kırâat etmişlerdir. (.......) Yani; okutmakta olduğunuz, demektir. Mana şöyledir: “Sizin ilim öğrenmeniz ve öğretmeniz sebebiyle rabbaniler var oldu.” “Rabbani” Allah'a itaate son derece bağlı olan demektir. Çünkü bu, hem ilim öğrenmeye ve hem öğretmeye sebep teşkil eder. Dolayısıyla kendini tümüyle ilme adayan, ömrünü bu yolda tüketenler, sıkıntılara katlarıanlar ve fakat bunun gereğiyle amel etmeyenler için delil olması bakımından bu âyet yeter. Çünkü böyleleri güzel bir ağaç dikerek onun güzel manzarasıyla eğlenip durduğu hâlde, fakat onun meyvesinden yazık ki yararlarınııyor. İşte kendini ilme adadığı hâlde bütün zamanım onunla yararlanmadan geçiren kimsenin geçirdiği zamana yazık olur. Bir tefsire göre de: (.......) kavlinin manası, onu halka okuyan, demektir. Nitekim; Rabbimizin şu kavli de bunun gibidir: “Biz onu, Kur'ân olarak, insanlara dura dura okuyasın diye ayırdık.” İsrâ', 106. İşte bunun manası da, (.......) olur, bu da tedris kökünden alınmadır. Nitekim; İbn Cubeyr'in de kırâati böyledir. |
﴾ 79 ﴿