121Hani sen, mü'minleri savaşa uygun yerlere yerleştirmek üzere erkenden ailenin yanından ayrdmıştın. Allah hakkıyla işiten ve hakkıyla büendir. “Hani sen mü'minleri savaşa uygun yerlere yerleştirmek üzere erkenden ailenin yanından ayrılmıştın.” Ey Resûlüm Muhammed! Sen ailenin yanından bir sabah erkenden Medine'den aynlmıştm. Burada belirtilmek istenen husus, “Resûlüllah’ın hücresinden (sallallahü aleyhi ve sellem) ayrılıp Uhûd'a gitmesi” dir. “Mü'mirileri yerleştirmek.” bu, hâldir..” Savaşyerleri ve menzilleri” demektir. Yani; sağ, sol, merkez noktalarına ve her iki savaş kanadına ve artçılar olarak yerleştirmek için... (.......) kelimesi burada, (.......) kelimesine taallûk etmektedir. “Allah hakkıyla konuştuklarınızı işiten ve yaptıklarınızı -niyetlerinizi ve içinizden geçenleri- de en iyi bilendir.” Anlatıldığına göre müşrikler çarşamba günü Uhûd'a konarlar. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ashâbıyla istişarede bulundu. Bu arada Abdullah b. Übey'i de çağınp onunla istişarede bulundu. O da bunun üzerine: — Medine'de kal, diye görüş bildirdi ve: — Biz ne zaman bir düşmana karşı çıkıp savaştıysak, mutlaka o savaşı kazanmışızdır. Her ne zaman onlar bizi bulunduğumuz yerde vurmaya geldilerse, biz onlardan darbe almışızdır, dedi. İşte bunu üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: — Ben rüyamda birtakım sığırların etrafımda boğazlanmış olduklarını gördüm. Ancak ben bunu hayra tefsirladım. Aynı zamanda kılıcımın keskin tarafından bir kısminin kesmez olduğunu gördüm. Bunu da bozguna uğrama olarak tefsirladım. Yine ben, ellerimi oldukça sağlam olan bir zırha koyduğumu gördüm bunu da Medine olarak tefsirladım. Ancak kimileri gidip savaşmak için durmaksızın can atıyorlardı. Sonunda Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) zırhmı giydi. Fakat Medine dışında savaşmak için can atanlar bu defa yaptıklarına pişmanlık duydular ve dediler ki: — Ey Allah'ın Rasûlü! Sen ne buyurursan biz onu işlemeye hazırız. Ancak Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: — Bir peygamberin, zırhını giyilikten sonra savaşmadan tekrar çıkarması yakışık almaz. Nihayet, cuma namazından sonra çıktı ve yanındakilerle beraber şevval ayının ortasında Cumartesi günü dağ yolunu tutarak Uhûd'da sabahladı. Ahmed, Müsned; 1/271. Beyhaki, Delailu'l-Nübüvve; 3/205. |
﴾ 121 ﴿