151Allah'ın kendileri haklarında hiçbir delil indirmediği şeyleri Allah'a ortak koşmaları sebebiyle kâfirlerin kalplerine yakında korku salacağız. Onların gidecekleri yer de cehennemdir. Zalimlerin varacakları yer ne kötüdür! “Allah'ın kendileri hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri Allah'-a ortak koşmaları sebebiyle kâfirlerin kalplerine yakında korku salacağız.” Kırâat imâmlarından İbn Âmir ve Ali Kisâî, (.......) kelimesini Kur'ân’ın neresinde geçerse geçsin (.......) harfinin ötresiyle, (.......) olarak okumuşlardır. Her ikisi de dil açısından okunabilmektedir. Rivâyete göre Allah, Uhûd Savaşırıda müşriklerin kalplerine korku salmıştır. Bundan dolayı ortada hiçbir durum yok iken ve galip durumda iken kaçıp Mekke'ye gitmişlerdir. “Allah'a ortak koşmaları sebebiyle” Yani; şirkleri yüzünden. Kısaca kalplerine korku atılmasının nedeni, onların Allah'a ortak koşmaları, kimi şeyleri Allah'a şerik tanımalarıdır. “Allah'ın kendileri hakkında hiçbir delil indirmediği.” Yani; kendisine şerik (ortak) koşulsun diye yüce Allah'ın haklarında hiçbir delil ve hüccet indirmediği şeyleri ilâhlar olarak tanıdılar. Yani; “Aslında şirk için bir delil vardır da, Allah bunlara bu konuda bir delil (hüccet) indirmedi.” demek değildir. Çünkü; şirkin hangi türü olursa olsun kesinlikle onun lehinde bir delilin ya da hüccetin inmesi asla söz konusu olmadığı gibi zaten doğru değildir. Buradaki ifadeden asıl maksat şudur; Şirkle alâkalı hiçbir delilin inmeyeceğini, inmesinin de mümkün olmadığını bütünüyle reddetmektir. Nitekim, şâir şöyle der: Orada bir kertenkele yok ki, ürküp deliğe girsin: Yani; orada herhangi bir kertenkelenin bulunmasına önem vermediği gibi deliğe de girip saklanmaz. Onu umursamaz, demektir. “Onların gidecekleri -dönecekleri- yer cehennemdir. Zalimlerin dönüp gidecekleri yer ne kötüdür.” Ki onların girecekleri yer cehennem ateşidir. Burada mahsusun bizzem mahzûftur. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ashâbıyla beraber Medine'ye döndüklerinde bazı kimseler: “Bize bu yenilgi nereden geldi? Halbuki Allah bize yardım ve zafer vadetmişti.” demişlerdi. İşte bunun üzerine şimdi tefsirini okuyacağımız âyet nâzil olmuştur: |
﴾ 151 ﴿