198

Ancak Rablerine karşı gelmekten sakınanlar için,Allah tarafından bir ikram olarak hazırlarıan altlarından ırmaklar akan cennetleri vardır. Orada ebedî olarak kalıcıdırlar. Allah katında var olan şeyler de ihsan sâhibi kimseler için daha hayırlıdır.

Ancak takva sahipleri -Rablerine şirk koşmaktan sakınanlar- için, allından ırmaklar akan cennetler vardır” Orada ebedî olarak kalıcıdırlar. Allah tarafından kendilerine hazırlarıan nice ağırlama ve ikramlar vardır.”

(.......) ve (.......): Gelen konuk için konulan şey, inen sofra demektir. Bu kelime de, (.......) kelimesinden hâldir. Çünkü sıfatla tahsis edilmiştir. Amil ise, (.......) kavlindeki (.......) harfidir. Ya da bu, müekked bir mastardır. âdeta, “Bir rızık ve bağış, vergi olarak” demek gibidir. (.......) kavli de bunun sıfatıdır.

Allah katında var olan şeyler de ihsan sâhibi kimseler için daha hayırlıdır.”

Yani; Allah karında sürekli ve çok olanlar, facirlerin, inkârcıların gezip dolaşarak elde ettikleri az ve geçici olan şeylerden daha hayırlıdır.

(.......) kelimesi aynı zamanda, (.......) şeklinde şeddeli olarak da kırâat olunmuştur. Bu takdirde artar, manasını da içerir. Bu, istidrak içindir.

Yani; onların yararlanmalarının ya da yararlarıdmlmalarının bir devamlıliği yoktur. Ancak böyle bir devamlılık takva sahipleri için vardır.

Aşağıda gelecek âyet Kitap ehlinden olup da Müslüman olan Abdullah b. Selâm ve diğerleri hakkında ya da Necran Hırıstiyanlarından olan kırk kişi hakkında nâzil olmuştur. Bunların otuz iki kişisi Habeşistan, geri kalan sekiz kişisi de Rum (Bizansallallahü aleyhi ve sellem) Hırıstiyanlarından idiler. Bunlar Hazret-i Îsa (aleyhi’s-selâm) nın dininde iken İslâm dinini kabul etmişlerdi. Yüce Allah şöyle buyuruyor:

198 ﴿