200Ey îman edenler! Sabredin; sabırda düşmanlarınızın karşısında sebat edin (cihat için) hazırlıklı ve uyanık bulunun, Allah'tan sakının ki, felâha erişesiniz. “Ey îman edenler! Sabredin;” Din konusunda ve dini sorumlulukları için sabredip göğüs gerin. Cüneyd-i Bağdadi diyor ki: “Sabır: Feryadı ve sıkıntıyı bir tarafa atarak bütün gücü o istenmeyen şey üzerinde yoğunlaştırıp gerekeni yapmaktır.” “Sabırda düşmanlarınızın karşısında sebat ederek onlardan öne, geçmeye çalışın,” Savaşırı tüm şiddetlerine karşm sabırda onları yenin. Onlardan daha az sabır ve sebat göstermeyin. Cihat sırasında Allah'ın düşmanları karşısında direnin, geri çekilmeyin. “cihat için hazırlüclı ve uyanık bulunun.” Smır ve nöbet yerlerinde direnip bekleyin, nöbetinizi ihmal etmeyin. Oralarda atlarınızı, her türlü silâhlarınızı, savaş araç ve gereçlerinizi sağlama alm. Sürekli teyakkuz hâlinde bulunun ve her an savaşa çıkacakmış gibi hazır olun. “Allah'tan sakının ki; başarıya erişebilesiniz.” (.......) Felah: Arzu edilmeyen olaydan ya da şeylerden kurtulduktan sonra istenen şeyde sürekli olarak kalmaktır. (.......) edatı, geleceğin bilinememesi gibi şeylerde kullanılır. Buda , kişi umduğu ve beklentisi içinde olduğu şeylere dayanıp güvenerek geleceği için amel işlemekten geri kalmaması manasmı içerir. Bir başka tefsir ise şöyledir: “Bana olan muhabbetiniz için sabredin, nimetlerime karşı da elinizden geldiği kadar sabır yarışında olun ve Benim dinime hizmet için canınızı ortaya koyun. Böyle yapmanız hâlinde olur ki kurtuluşa erersiniz ve bana yakın olma imkânını kazanmış olursunuz.” Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimiz bir hadislerinde şöyle buyuruyor: “Zehraveyni, Bakara ve Âl-i Imrân surelerini okuyun. Çünkü bu ikisi kıyamet gününde âdeta iki bulut veya iki kuş sürüsü imişcesine sizi gölgelemek üzere gelecekler ve kendilerini okuyanları savunacaklar.” Bak. Müslim; 804. Allah en iyiyi ve en doğruyu bilendir. Sonuçta dönüş ve varış O'nadır. |
﴾ 200 ﴿