5Allah'ın, geçiminize dayanak yaptığı mallarınızı aklı ermeyenlerin ellerine vermeyin. Bununla beraber o mallardan onları yedirin, giydirin ve kendilerine güzel söz söyleyin. “Allah'ın sizin geçiminize dayanak yaptığı mallarınızı aklı ermeyenlerin ellerine vermeyin.” (.......) savurganlar demek olup mallarını harcanmaması gereken yerlerde harcayıp tüketenler, har vurup harman savuranlar, aynı zamanda mallarını doğru dürüst harcama ve bunları üretip çoğaltma gibi güçleri de olmayanlar demektir. Aynı şekilde o malları doğru bir şekilde tasarruf etme gücünden de yoksun kimseler manasmadır. Buradaki hitap ve sesleniş esas itibariye bunların velileri olan kimseleredir. Burada velilere aynı zamanda, (.......) yani; “sizin mallarınız” kavliyle sefih denilen ve yukanda açıklamada geçtiği gibi olan kimselerin malları da eklenmiş bulunmaktadır. Çünkü; o malları idare edenler ve ellerinde tutanlar bunlardır. “Allah'ın, sizin geçiminize dayanak yaptığı” kavli de, “Bedenlerinizin sağliği, ailenizin ve çocuklarınızın geçimi ve geleceği için dayanak ve destek kıldığı.” demektir. (.......) kelimesini kırâat imâmlarından Nâfi ve İbn Âmir, (.......) olarak okumuşlardır. Bu da yine, (.......) manasmadır. Bu, âdeta, (.......) manasına olan, (.......) kelimesi gibidir. Esasen (.......) kelimesi aslmda (.......) idi. (.......) harfinin makabli, yani vavdan önceki harf meksur (esreli) olduğundan, (.......) harfi (.......) harfine dönüştürülmüş ve kelime böylece, (.......) olmuştur. Selef büyüklerinden biri şöyle der: “Mal, mü'min kimsenin silâhıdır. Geride, Allah katında kendisinden hesaba çekileceğim bir mal bırakmak, kendi adıma halka muhtaç olup onlara el açmaktan daha hayırlıdır.” Süfyan Sevri de elinde bulunan bir miktar ticaret malı ya da parası için şöyle söylemiş: “Eğer bu varlık olmasaydı, kesinlikle Abbasi halîfeleri beni aşağılarlar, el silinen bir mendil gibi ellerini silip atarlardı.” Yani; Süfyan burada şöyle demek istiyor: “Beni kendisiyle el silinen bir mendil durumuna getirmeyin, böyle bir konuma düşürmeyin. “ “Bununla beraber o mallardan onları yedirin,” Yani; o malları onlar için geçimlerini karşılayabilecek, ihtiyaçlarını sağlayacak bir kaynak yapın: Onunla ticaret yapsınlar, kazanç sağlasınlar ki, böylece yediklerini sermayeden değil de elde ettikleri karlardan yemiş olsunlar. Bu sayede de sermayeden harcayıp varlıklarını tüketmemiş olsunlar. “giydirin ve kendilerine güzel söz söyleyin.” İbn Cureyc diyor ki; onlara: “Eğer dürüst, sâlih ve olgun kimseler olursanız, biz size mallarınızı geri verip teslim edeceğiz.” gibisinden güzel ifadelerle vaatlerde bulunun. Maruf: Gerek akıl bakımından ve gerekse şerî'at açısından güzel olması sebebiyle insanın hoşuna giden ve huzur veren her tür söz ve davranış demektir. Münker: Yine akıl ve şerî'at bakımından kişinin çirkinliği ve kötülüğü sebebiyle hoşlarınayıp iğrendiği ve reddettiği şeydir. |
﴾ 5 ﴿