79

(Ey insan) Sana gelen iyilik Allah'tandır. Başına gelen kötülük ise nefsindendir. (Ey Resûlüm Muhammed Biz) Seni insanlara elçi gönderdik; şâhit olarak da Allah yeter.

(Ey insan) Sana gelen ...” Buradaki “ey insan” seslenişi genel bir sesleniştir. Zeccâc ise bu hususta diyor ki:

“Bunun muhatabı Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) olmakla beraber, asıl kasdolunanlar ise başkalandır.”

(Ey insan) Sana gelen iyilik Allah'tandır.” O'nun fazlındandır, ikramındandır.

Başına gelen kötülük -bela ve musibet- ise nefsindendir.”

Yani kendi ellerinle yaptıkların sebebiyledir. Nitekim yüce Allah şöyle buyuruyor:

(Ey insanlar!) Başırııza gelen herhangi bir felaket, bir bela ve musibet mutlaka kendi ellerinizle işlediğiniz günahlar sebebiyledir.” Şura, 30.

(Ey Resûlüm Muhammed Biz) Seni insanlara elçi gönderdik;” Onların şiddet ve sıkıntıyı sana nisbet etmeleri mukadder bir şey değildir.

Veya: “Biz seni insanlara Rdbbinin emrini tebliğ eden bir peygamber olarak gönderdik.” kavlinin manası şöyledir: “Senin görevin risâleti ya da mesajı iletilmesi gerektiği gibi iletmendir. Yoksa iyilik ve kötülük takdiri sana âit bir görev değildir.”

şâhit olarak da Allah yeler.” Senin Allah'ın Rasûlü olduğuna şâhit olarak bizzat Allah'ın kendisi yeter.

Bir diğer farklı tefsire göre bu âyet bir öncekine bağlı bir ayettir.

Yani: “Hiçbiri söz dinleyip anlamaya yanaşırıiyorlar” , şöyle diyorlar: “Ey İnsan sana her ne .... isabet ederse” Mu'tezile'nin bu Âyetteki hasene ve seyyieyi (iyilik ve kötülüğü) taat ve ma'siyet olarak tefsirlaması gerçekten apaçık bir yanlıştır ve olmayacak bir tefsirdur. Kaldı ki, (.......) kavli onların aleyhine olarak seslenmektedir. Çünkü dil açısından bir şey veya fiil soruşturulurken “Sana ne oldu? Başına neler geldi?” gibisinden soru yöneltilir. Çünkü Mu'tezile mezhebi mensupları, “Hasenat (iyilikler) yaratma ve icad olarak Allah tarafindandır.” da demiyorlar, O hâlde bu âyet nasıl olur da bu konuda onlar için bir hüccet ve delil sayılabilsin?

(.......) kelimesi de temyizdir.

79 ﴿