95Mü'minlerden -özür sâhibi olanlar dışında- oturanlarla malları ve canlarıyle Allah yolunda cihad edenler bir olmaz. Allah, malları ve canları ile cihad edenleri, derece bakımından oturanlardan üstün kıldı. Gerçi Allah hepsine de güzellik (cennet) vadetmiş tir; ama mücahidleri, oturanlardan çok büyük bir ecirle üstün kılmıştır. “Mü’minlerden -özür sâhibi olanlar dısınclaoluranlarla -cihaddan geri kalanlarla- malları ve canlarıyle Allah yolunda cihad edenler bir olmaz.” Kırâat imâmlarından Nâfi, Ebû Cafer, İbn Âmir ve Ali Kisâî, (.......) kavlini nasb ile okumuşlardır. Çünkü bu, (.......) kelimesinden istisna edilmiştir. Ya da onlardan (oturanlardan) hâldir. Şaz olarak da kırâat imâmlarından Hamza tarafından, (.......) kavlinin sıfatı olarak değerlendirildiğinden mecrûr olarak okunmuştur. Diğer kırâat imâmları ise bunu, (.......) kavlinin sıfatı kabul ettiklerinden merfû' olarak okumuşlardır. Âyette geçen, (.......) kelimesi hastalık veya körlük, topallık, felç olma, yatalak, kronik ve müzmin hastalıklar gibi herhangi bir musibet, genel olarak meydana gelen rahatsızlık ve hastalıklar.. (.......) kavli, (.......) kavli üzerine ma'tûftur. Gerçi her ne kadar bilinen bir gerçek ise de savaşa (cihada) kâtilanlarla kâtilmayanların hiçbir zaman eşit olamayacaklarını burada belirtiyor. Bu arada hiçbir mazereti olmaksızın cihada kâtilmamış olanlara da bir azarlama, bir uyan olduğu kadar, aynı zamanda onları canlandınp harekete geçirme manası da bulunmaktadıur. Nitekim şu Âyetteki ifade de aynen buna benzer bir ifadedir. Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” Zümer,9. İşte bu âyet de ilim öğrenmek isteyenleri ilme teşvik ve tahrik eden, yani uyandırıp harekete geçiren bir hüküm olduğu kadar, cehalete rıza gösteren, bundan memnun kalan kimseleri de bir kınamadır. “Allah, malları ve canları, ile cihad edenleri, derece bakımından oturanlardan üstün kıldı.” Bu cümle ilk cümleyi açıklamak için zikrolunmuştur ki, burada gaye, cihad edenlerle cihada kâtilmayıp geri kalanların eşit olamayacakla rını izah etmektir. Sanki burada “Hangi yönden eşit olamayacaklarınış?” diye bir soru sorulur gibidir. İşte buna şu şekilde karşılık verilmektedir: “Derece bakımından” Bu kelime mastar olarak mensûbtur. Çünkü bu, üstünlük bildiren ismi merre (Mastar binai merre) olarak gelmiştir. Sanki burada şöyle denilmektedir: (.......) yani, “Onu (mücahidi) fazilet bakımından bir derece daha üstün bir yere getirdi” demektir. Bu tıpkı, (.......) kavline benzer bir ifadedir. (.......) kelimesi de mensûb kılınmıştır. “Gerçi Allah hepsine de -hem savaşa kâtilmayıp oturanlara ve hem de mücahidlere- güzellik (cennet) vadetmistir;” (.......) kavli, (.......) kavlinin birinci mefulüdür. Bunun ikinci mefulü ise; (.......)(.......) kavlidir. Bu, güzel sevap demek olup cennet manasınadır. Mademki mücahidler oturanlara oranla derece bakımından onlardan daha üstündür, bunun için de Rabbimiz şöyle buyurmuştur: “Ama mücahidleri, -özürsüz olarak- oturanlardan çok büyük bir ecirle üstün kılmıştır.” |
﴾ 95 ﴿