113Allah'ın sana lütfü ve merhameti olmasaydı, onlardan bir güruh seni saptırmaya yeltenmişti. Onlar yalnızca kendilerini saptarlar, sana hiçbir zarar veremezler. Allah sana Kitab'ı ve hikmeti indirmiş ve sana bilmediğini öğretmiştir. Allah'ın lütfü sana gerçekten büyük olmuştur. “Allah'ın sana lütfü ve merhameti olmasaydı,” Seni koruması, onların sırlarına muttali kılarak sana lütfuyla muamele etmemiş olsaydı, “onlardan bir gurup -hak üzere onları yargılamaktan ve adalet yolunu izlemekten- seni saptırmaya yeltenmişti:” Zafer oğullarından bir gurup veya bundan maksat Zafer oğullarının tamamıdır. Çünkü bunlar hırsızın, suçu işleyenin kendi adamları olduğunu bildikleri hâlde haktan yan çizmişlerdir. (.......) kavlindeki zamîr, insanlara râcidir. “Onlar yalnızca kendilerini saptırırlar, sanahiçbir zarar veremezler.” Zira sen elindeki var olan bilgilere göre onları yargılıyorsun. Kaldı ki gerçek senin hüküm verdiğinin aksidir diye aklına herhangi bir şey de gelmemiştir. “Allah sana kitabı ve hikmeti -Sünneti- indirmiş ve sana bilmediğini öğretmiştir.” Yani dini konulan, şerî'at ile ilgili hususları ve daha senin bilemediğin, içinden çıkılması zor olan işlere âit incelikleri, gönüllerde gizli olanları sana öğretti. “-Sana bilmediğin şeyleri öğretmek ve sana nimetler sunmakla- Allah'ın lülfu sana gerçekten büyük olmuştur.” |
﴾ 113 ﴿