122

Îman eden ve iyi işler yapanları, içinde ebedî kalmak üzere, zemininden ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Allah, (bu söylenenleri) hak bir söz olarak vâdetti. Söz verme ve onu tutma bakı mmdan kim Allah'tan daha doğru olabilir?

îman eden ve iyi işler yapanları” herhangi bir hususta inkâr ile şeytana uymayanları “İçinde ebedî, kalmak üzere, zemininden ırmaklar akan cennetlere koyacağız.” İbrâhîm Nahai (.......) kavlini (.......) olarak okumuştur. Buna göre mana; “Onları cennetlere yerleştirecektir.” olur. (Mütercim)

Allah, (bu söylenenleri) hak bir söz olarak vâdetti.”

Buradaki, (.......) ve (.......) kelimelerinin her ikisi de mastardırlar. Birincisini bizzat kendi zâtını te'kit babında, ikincisini de başkasını te'kit maksadıyla zikretmiştir.

Söz verme ve onu tutma bakımından kim Allah'tan daha doğru olabilir?” Burada geçen, (.......) kelimesi, (.......) yani söz manasındadır. Âyetin bu kısmındaki soru şekli olumsuzluk manasında olup, “Elbette Allah'tan daha doğru sözlü kimse olamaz” demektir. İşte bu ifade üçüncü bir te'kit yani pekiştirmedir. Bütün bu te'kitlerin buradaki yaran, şeytanın kendi yandaşlarına yalan vaatlerine karşı Allah'ın kesin vaadini pekiştirmedir. Çünkü Allah da kendi dostlarına en doğru vaadini bildirmekte ve bunun gerçekliğini ifade buyurmaktadır.

122 ﴿