128

Eğer bir kadın kocasının geçimsizliğinden yahut kendisinden yüz çevirmesinden endişe ederse, aralarında bir sulh yapmalarında onlara günah yoktur. Sulh (daima) hayırlıdır. Zaten nefisler kıskançlığa hazırdır. Eğer iyi geçinir ve Allah'tan korkarsanız şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

Eğer bir kadın kocasının geçimsizliğinden yahut kendisinden yüz çevirmesinden endişe ederse,”

Yani kadın bu manada kocasının tavır ve durumları hakkında bir sezgiye kapıldığında, kocasında bu türden emareler baş gösterdiğin de., demektir.

Nüşuz; kocasının hanımından uzaklaşması, ona yakınlık göstermemesi, nafakasını ve gereksinimlerini karşılamada zorluk göstermesi, diliyle hakarette bulunarak ve döverek eza ve cefada bulunması demektir.

İ'raz; karısının yaşlıliğinı, çirkinliğini, ahlâk veya yaratılışındaki bir durumu ondan bıkkınliğinı veya bir başkasında gözü olduğunu ve daha buna benzer bahaneler ileri sürerek onunla konuşmaması, fazla ilgi ve alaka göstermemesi demektir.

Aralarında bir sulh yapmalarında onlara günah yoktur “

Kırâat imâmlarından Âsım, Hamza, Kisâî ve Halef (.......) kelimesini (.......) (ifal) kalıbından olarak böyle okumuşlardır. Bunlar dışındaki kırâat imâmları ise, (.......) olarak okumuşlardır. Bu ise, asıl itibariyle, (.......) kökünden alınmadır ve (.......)Itefaul babındandır. Burada işlem olarak, (.......) harfi, (.......) harfine dönüştürülmüş (ibdal yapılmış) ve sonra da iki (.......) harfinden biri diğerine kâtilmış (idğam yapılmış)tır.

Barış yapmak” bu mastar manasındadır. Her biri iki fiilden alınmadır.

Sulh: Buradaki manası; kadın ile kocanın aralarında anlaşarak, kadının kendisine âit olan kimi gecelerini kumalarına hoşnutlukla bırakması, ya da bir kısmını bırakması veya kendisine âit olan mehilin bir kısmını ya da tümünü kocasına bağışlaması yahut nafakayı istememsi demektir.

Sulh (daima) hayırlıdır.”

Yani boşanmaktan, huzur suzluk çıkarmaktan veya mutlak manada husumet göstermekten, dargın kalmaktan daha iyidir.

Veya; (.......) yani “Barışmak daha hayırlıdır.” demek, “Hayırların da en hayırlısıdır” veya “hayırlardan bir hayırdır” demektir. Nitekim husumet ve düşmanlık da, “kötülüklerin en kötüsü” veya “kö tülüklerden bir kötülüktür” demektir. Aslında bu cümle bir itiraz (parantez) cümlesidir. Nitekim bundan sonra gelen cümle de böyledir:

Zaten nefisler kıskançlığa hazudır.”

Yani kıskançlık, aşırı istek ve çıkar, nefislerde her an varlığını korur. O asla kaybolmaz, hep vardır. Bu kadında olduğu gibi erkekte de vardır, ondan da aynlacak değildir. Dolayısıyla her iki taraf da kendi çıkannı öne sürer ve ona öncelik verir.

Burada bunun anlamı şu demektir; kadın, kendi adına aynları zamanı ve geceyi bir başkasıyla paylaşmak istemez, buna pek müsamaha ile bakmaz. Nitekim erkek de aynen böyledir. Eğer bir kez ondan tiksinmiş ve ona karşı kırgın kalmışsa; o da ona pek itibar göstermek, kendince prensiplerini ya da nefsinin isteklerini çiğnemek istemez. Dolayısıyla ister kadın olsun, ister erkek olsun, her ikisi de kendi rahat ve huzuru nerede ise hep onu ister ve onda direnirler.

(.......) kelimesi iki mefûl alan müteaddi (geçişli) bir fiildir. Bunlardan ilki, (.......) kelimesidir.

Âyetin bundan sonra devam eden kısmında ise yüce Allah, insanın hoşuna giden ve nefsinin istediği şeylere muhalefet etmesini ve şerî'atın gereklerine uymasını teşvik ederek buyuruyor ki:

Eğer iyi geçinir -kendilerinden hoşlarınayıp, başkalannı sevmiş olmanıza rağmen kâdirılarınızla beraber kalarak güzel muamelede bulunur, onun eşiniz olduğu gerçeğinden hareketle bu konudaki haklarına riayet eder ve bu sıkıntıya dayanıp sabrederseniz- ve Allah'tan korkarsanız -huzursuzluk çıkarmaz, kendilerinden yüz çevirmez ve işi ezaya, cefaya ve hatta düşmanlığa ve kırgınlığa vardırmazsanız-, şüphesiz Allah yaptıklarınızdan -iyi davranmak ve takva ölçüleri içerisinde hareket etmek gibi- haberdardır.” Ve sizi buna göre ödüllendirecektir.

Harici mezhebi mensubu bir olan İmran bin Hittan, muasırları içerisinde dünyanın en çirkin bir adamı imiş. Hanımı da dünyanın en güzel kadını.. Bir gün hanımı kocasına şöyle der:

“— Ben ve sen yani her ikimiz de cennetlik olmamız sebebiyle Allah'a hamdolsun. Kocası,

Bu nasıl, diye sorar. Hanımı da şöyle cevap verir:

— Çünkü senin gibi dünya çirkini bir adama, Allah benim gibi dünya güzeli bir kâdirıla evlenmeni nasip kıldı ve sen bundan dolayı Allah'a şükr ettin. Bana da senin gibi çirkin bir adamı koca kılmakla ben de buna sabredip dayanma gücü gösterdim. Nitekim cennet de şükredenlerle sabredenlere vadolunan bir yerdir.”

128 ﴿