129

Üzerine düşüp uğraşsanız da kâdirılar arasında âdil davranmaya güç yetiremezsiniz; bâri birisine tamamen kapılıp da diğerini askıya alınmış gibi bırakmayın. Eğer arayı düzeltir, günahtan sakınırsanız Aüah şüphesiz çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.

Üzerine düşüp uğraşsanız da kâdirılar arasında âdil davranmaya güç yetiremezsiniz;” Tam bir tarafsızlık olmadığı müddetçe sizler kâdirılar arasında adaleti ve eşitliği asla sağlayamayacak, beceremeyeceksiniz. Halbuki aralarında tam anlamıyla adaleti sağlamak bütün şu hususlarda olması gerekir. Meselâ; hanımlar arasında gece bölüşümünde olsun, onlar için yapılacak harcama larda ve nafakalannda olsun, onları gözetmede olsun veya onlara yanaşma ve yaklaşımda olsun, kendileriyle ve zorlukleriyle ilgilenmekte olsun, birlikte yemek, içmek, şakalaşmak ve benzeri bütün konular da mutlak anlamda adaleti ve eşitliği sağlaması gerekir. Tam bir adalet denilince işte bunlar akla gelir.

Bir diğer tefsire göre ise adalet; kocanın hanımları arasında sevgide adaleti sağlamasıdır. Çünkü Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) hanımları arasında gece bölüşümünü yapar ve aralarında adaletle hareket ederdi. Kaldı ki Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

“İşte bu, gücümün yettiği kadar hanımlarını arasında benim yaptığım gece bölüşümüdür. Rabbim! senin mâlik olduğun fakat benim güç yetiremediğim şey hakkında beni hesaba çekme!” Bak. Ahmed b. Hambel, Müsned; 6/144. Tirmizî, 1140. Ebû Dâvud, 2134. Nesai, 7/64. İbn Mâce, 1971.

İşte Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)’in bu hadislerinde güç yetiremediği şey mahabbet yani sevgidir. Çünkü Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) hanımları arasında en çok Hazret-i Âişe annemizi severdi. (.......)

Yani adalet aramada var gücünüzü kullarısanız bile... demektir.

Bâri birisine tamamen kapılıp da diğerini as/aya aluvnış gibi bırakmayın.” Kendisinden yüz çevrilen kadına eza ve cefa vererek, manevi işkence çektirerek ona haksızlık etmeyin, o rıza göstermedikçe ona âit olan geceyi diğerleriyle geçirmeye kalkışmayın.

Yani birine olabilecek tam yöneliş sının aşmamalı, haddi geçmemelidir. Dolayısıyla, bu konuda herhangi bir aşırılığa gitmeyin. Eğer sizde adalet konusunda herhangi bir tefrit vaki olursa, tersine bir aşırılık olursa bu da tamamen bir adaletsizlik manasınadır. Aslında bu, bir tür yermedir, uyandır. (.......) kelimesi mastar olarak mensûbtur. Çünkü her ne kadar kelime gerçek manada mastar değilse de, izafet oluşturduğu kelimenin hükmü çerçevesinde böyle değerlendirilmiştir.

(.......) kavli, ne kocası var evli kadın di yesin, ne de boşanmış ki, boşanan kadın diyesin. Ortada kalmış, ne evli ve ne de bekar. Kadını bu hâlde bırakmak zulümdür, haramdır ve haksızlıktır.

Eğer -kâdirılarınızla- arayı düzeltir, günahtan sakınırsanız -zulmetmezseniz-, Allah şüphesiz çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.” Gönüllerinizdeki eğilimi sizin için bağışlar ve size azâbetmeksizin, sizi cezâlarıdırmaksızm rahmetiyle muamele eder.

129 ﴿