85Söyledikleri (bu) sözden dolayı Allah onlara, içinde devam lı kalmak üzere, zemininden ırmaklar akan cennetleri mükâfat olarak verdi. İyi hareket edenlerin mükâfatı işte budur. “Söyledikleri (bu) sözden dolayı Allah onlara, içinde devamlı kalmak üzere, zemininden ırmaklar akan cennetleri mükâfat olarak verdi. İyi hareket edenlerin mükâfatı işte budur.” Bu âyet, ikrarda bulunmanın îmana dahil olduğunun delilidir. Nitekim müctehid imâmların/fakihlerin görüşleri de böyledir. Ancak Kerramiye mezhebi mensupları, (.......) yani, “söyledikleri” kelimesine bakarak mücerret/yalnız sözle “îman ettik” ifadesine bakarak, bunun îman olacağını savundular. Ancak siyak itibariyle yani mananın geliş akışına bakılınca, gözlerden yaşların boşanması ve devamında ihsanda bulunulması manaları onların bu düşüncelerini ortadan kaldınyor ve yanlışlıklarını sergiliyor. Hiç mücenet ifadeyle yani sadece sözle, “Ben inandım” demenin gerçek manada îman olduğu nasıl söylenebilir ki!? Çünkü yüce Allah şöyle buyurmuştur: “İnsanlardan öyleleri de vardır ki, îman etmedikleri hâlde,'Allah'a ve âhiret gününe îman ettik'derler.” Bakara, 8 İşte bu âyet, sadece sözde, “Biz Allah'a îman ettik” demenin anlam sız olduğunu, bir gerçeği ifade etmediğini ortaya koymaktadır. Çünkü bu ifadede kalb ile tasdik yani gönülden ve içten îman yoktur. Marifet ehli/uzağı görenler şöyle demektedirler: “Gelen bu heyetin ifadelerinden üç şey anlaşılmaktadır; cefaya ağlamaları, verilen şeyler sebebiyle dua etmeleri ve Allah'ın kazasına/Iıükmüne rıza göstermeleridir. Kim ma'rifet iddiasında ise ve fakat sayıları bu üç şeyden kendilerinde bir eser yoksa, o kimse davasında dürüst ve samimi değildir.” |
﴾ 85 ﴿