111Eğer biz onlara istedikleri gibi gerçekten melekleri indirseydik, ölüler de kendileriyle konuşsaydı ve diledikleri her şeyi de toplayıp karşılarına getirseydik, Allah dilemedikçe yine de îman edecek değillerdi. Ancak onların çoğu bunu bilmezler. “Eğer Biz onlara istedikleri gibi gerçekten melekleri indirseydik,” Çünkü bunlar “Bizim üzerimize melekler indirilmeli-Bize melekler gönderilmeli değil miydi?” (Furkân, 21) diyorlardı, “ölüler de kendileriyle konuşsaydı” Çünkü atalarınıızı getir de bizimle konuşsunlar, diyorlardı, “ve diledikleri her şeyi de toplayıp karşılarına getirseydik,” Bizim kendilerini müjdelediğimiz ya da uyardığımız şeylerin doğruluğuna kefil olması için açık olarak önlerine serseydik, “Allah dilemedikçe yine de îman edecek değillerdi.” Âyetteki, (.......) kelimesi, (.......) kelimesinin çoğuludur. Bu da “Kefil” anlamındadır. Kırâat imâmlarından Nâfi ve İbn Âmir de, (.......) kelimesini esreli olarak, (.......) diye okumuşlardır. Bunu da anlamı “açık bir şekilde, meydanda olarak” demektir. Her iki okuyuş tarzında da yani, (.......) , (.......) okuyuşlarında bu hâl olarak mensûbtur. Evet her şeye rağmen o inkârcılar, Allah dilemedikçe îman etmezler. İşte âyetin bu manadaki kısmı, inananların: “Ola ki onlar, mu'cizenin indirilmesi ya da gönderilmesiyle inansalar” diye söylüyorlardı. İşte yukandaki, “Allah dilemedikçe yine de îman etmezler” ifadesi onlara bir cevap niteliğindedir. “Ancak onların çoğu bunu bilmezler.” Gerçekten istedikleri mu'cizelerin kendilerine gönderilmesi durumunda inanmayacak olan bu kimseler yine de bu gerçeği bilmezler. |
﴾ 111 ﴿