ENFAL SÛRESİ

Bu sûrenin 30 ve 36. âyetleri Mekke'de diğerleri Medine'de nâzil olmuştur, 75 âyettir.

1

Ey Peygamber! Sana savaşta ganimetlerini soruyorlar. Onlara de ki: “Onun paylaşımına dair hüküm Allah ve Rasûlüne âittir. Allah'ın emirlerini uygulayarak ve yasaklarından kaçınarak Allah tan korkun, ayırımcılıktan uzak kalarak aranızdaki kardeşlik bağlarını zedelemeyin. Eğer gerçekten mü’min kimseler iseniz Allah'ın ve Rasûlü'nün emir ve yasaklarını uygulayarak Allah ve Rasûlü'ne itâat edin.

(.......) Sana savaş ganimetlerini soruyorlar. De ki: Ganimetler Allah ve Peygambere âittir.

Nefl: Ganimet, savaşta elde edilen şeylerdir. Çünü bu Allah'ın bir fazlı, ikramıdır ve vergisidir. “Enfal” ise bunun çoğulu olup ganimetler, savaşda elde edilen şeyler demektir.

Müslümanlar arasında Bedirde kazanılan savaş ganimetleri ve bunların bölüştürülmesi hakkında farklı görüşler ve ihtilaf ortaya çıkmıştı. Bununla ilgili hükmü Resûlüllahne sorarak, Bunları hasıl bölüştüreceğiz?” dediler. -Bu ganimetlerin bölüştürülmesi ile; ilgili hüküm yalnızca Mekke'den hicret edenler için mi, yoksa sadece Medine'li Müslümanlar için mi veya her ikisine de mi bu paylaştırma olacak? Sorusunu sordular.

İşte bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) a şöyle buyuruldu: “O soranlara deki; bununla ilgili hükmü verecek olan Allah Rasûlûdür, hüküm ona âittir. Bunlar hakkında yegane hakim ve karar mercii Allah Rasûlûdür. Bu ganimetler hakkında o, dilediği gibi hüküm verme yetkisine sahiptir. Bu ganimetler hakkında ondan başkasını bir hüküm ileri sürme yetkisi yoktur. Çünkü bu yetki ona Allah tarafından verilmiştir.

Öyle ise âyette hem Allah ve Rasûlü'nün birlikte anılmasının ne gibi bir manası vardır?

Bunun manası şudur: “Ganimetlere âit hükmü bildirmek Allah ile Rasûlüne âittir. Allah bununla ilgili olarak bunların bölüştürülmesiyle ilgili emri hikmeti gereği Rasûlü Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)’e vermiştir. Dolayısıyla da Resûlüllah bu konuda yalnızca Allah'ın emrine bağlı kalarak o emri uygular. Yoksa emreden olarak Allah ganimetlerin bölüştürülmesini bir tek kimsenin reyine bırakmamıştır.

Allah'tan korkun.” İhtilafa, aynlığa düşmekten, birbirinizle çekişip düşmanlık etmekten sakının. Allah'tan korkun ve Allah için kardeşler oluverin.

Aranızdaki kardeşlik bağlarını zedelemeyin.” Aranızdaki yanlış durumlarınızı düzeltin.

Yani aranızda anlaşmazlık konusu yaptığınız şeyleri bahane ederek yanlışa düşmeyin ki bu durumlarınız ülfete, kaynaşmanıza, sevgi ve saygıya, bir araya gelip ittifak ve birliğinize sebep olsun.

Zeccâc diyor ki: “Âyette geçen, (.......) kavlinin manası; gerçek birleşmenizi sağlayın, demektir. Çünkü burada geçen, “el-Beyn” kelimesi, vasl yani birleşme ve kaynaşma manasınadır.

Yani Allah'tan korkun. Allah ve Rasûlü'nün emrettiği gibi toplu hâlde hareket ederek bir ve beraber olun, sakın ayrılmayın, demektir.”

Ubâde İbn Samit bu âyetle ilgili olarak şöyle demiş: “Ey Bedir savaşına kâtiları Bedir ashâbı! Biz kendi aramızda ganimetler konusunda anlaşmazlığa düştüğümüz zaman işte bu âyet bizim için indi. Çünkü o konuda bizim de biraz ahlâkımız yanlışa kaymıştı, hataya sapmıştık. Böylece de Allah onu bizim elimizden çıkarıp aldı ve onunla ilgili hükmü bizzat Allah, Rasûlüne bıraktı. Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ashâbı arasında de bunun bölüştürülmesini eşit olarak yaptı.”

Eğer gerçekten mü’min kimseler iseniz Allah ve Rasûlüne itâat edin.” Eğer kamil ve gerçek îman sâhibi iseniz ganimetlerin hükmüyle ilgili olarak Allah ve Rasûlü'nün size emrettikleri şeyleri ve daha başka konulardaki hükümleri gerektiği gibi yerine getirin.

1 ﴿