41Bilmelisiniz ki ganimet olarak elinize her ne geçirdiyseniz, bunun beşte biri Allah'a, Resûlüne, Resûlünün yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmış olanlara âittir. Eğer Allah'a ve iki ordunun karşılaştığı gün, hak ile batılın ortaya çıktığı gün kulumuza indirdiklerimize îman ediyorsanız, o hâlde bunu böyle bilin. Allah her şeye kâdirdir. “Bilmelisiniz ki ganimet olarak savaşta elinize her ne geçirdiyseniz,” Burada geçen, (.......) harfi, (.......) manasınadır. Bu itibarla bu (.......) harfi, mevsul/bitişik olarak değil mefsul ayrı olarak yazılır. Çünkü başka türlü yazılması câiz olmaz. Eğer mevsul hâlinde yazılırsa bu, olumsuzluk manasında olan, “Mai” kâffe olur. Kısaca bu (.......)harfi, ismi mevsul olup, (.......) kavli de bunun sılası (yani ilgi veya yan cümleciğidir.) Burada âid yani zamîr mahzûf bulunmaktadır. Takdiri de şöyledir: “Ellezi Ğanimtümu hu” Yine âyette geçen, (.......) kavli de bunu açıklayan bir ifadedir, atfı beyandır. Yani bir tefsire göre ganimet olarak elinize geçirdiğiniz şey bir iplik ve iğne dahi olsa bile!, “Bunun beşte biri Allah'a âittir.” Burada, (.......) edatının başında yer alan, “T” harfi, (.......) kelimesinin taşıdığı cezâ manâsında olması bakımından dahil olmuştur. Yâni şart manasında olan bir cümledeki Mübtedanın haberine “F” harfinin dahil olması gereklidir. Dolayısıyla (.......) edatı ve amel ettiği şey, mübteda ve haber olmaları bakımından ref mahallinde gelmiştir. Bunun takdiri de ise: (.......) yani “Bu konuda ki hüküm beşte biri Allah'a,...” tarzındadır. “Resûlüne, Resûlü'nün yalanlarına, yoksullara ve yolda kalmış olanlara âittir.” Humus denilen ve beşte bir manasına gelen bu ifadenin Resûlüllah zamanındaki uygulaması şöyle idi. Düşmandan elde edilen ganimetler beş hisseye bölüştürülürdü, Bunun payı Resûlüllahne, bir payı Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in akrabası olan Haşim oğulları ile Abdulmuttalip oğullarına ayrılırdı. Ancak Abdu Şems oğullarıyla Abdu Nevfel oğullarına herhangi bir hisse aynlmazdı. Hazret-i Osman ile Cubeyr İbn Mut'im kıssasında görüldüğü gibi kazanılan zafer sebebiyle buna hak kazanmışlardı. Geri kalan üç hisse ise yetimlere, yoksullara ve yolda kalmış olanlara dağıtılırdı. ; Ancak Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in vefatı üzerine ona âit olan pay kalkmış oldu. Aynı şekilde akrabasının da payı düşmüş oldu. Ancak bu paydan onların fakir ve yoksullarına veriliyor, zengin olanlarınâ ise verilmiyordu. Bununla beraber yetimlere, yoksullara ve yolda kalmış olanlara bu pay dağıtılmaya devam olunmaktaydı. Abdullah ibn Abbâs'tan gelen rivâyete göre bu pay altıya ayrılmaktaydı. Allah ve Resûlüne iki pay, vefatına kadar akrabalarına bir pay verilmekteydi. Hazret-i Ebû Bekir Sıddik (radıyallahü anh) bu beşte bir uygulamasını üç pay olarak uyguladı. Aynı şekilde ondan sonra gelen Hazret-i Ömer ve ondan sonra gelen diğer halîfeler (Allah hepsinden râzı olsun) hepsi de aynen bu uygulamayı devam ettirdi. “Allah'a ve Resûlüne âittir” ifadesinin manası tıpkı, “Allah ve Resûlünü râzı etmeleri daha doğrudur.” (Tevbe 62) “Eğer Allah'a ve iki ordunun karşılaştığı gün, hak ile batılın ortaya çıktığı Bedir savaşı günü kulumuza indirdiklerime îman ediyorsanız o hâlde bunu böyle bilin.” Yani bununla amel edin ve böyle bir paylaştınlmaya rıza gösterin. Çünkü gerçek îman, verilen hükme râzı olmayı ve bilgiye dayalı olarak amel etmeyi gerektirir. Burada geçen, (.......) kavli, (.......) üzerine ma'tûf bulunmaktadır. Yani; “Eğer Allah'a ve indirilene îman ediyorsanız” demektir. (.......) kavli ile Bedir savaşı günü kasdolunmaktadır. (.......) ile de iki taraf orduları kasdolunmaktadır ki, . Müslüman ordusu ile kâfirlerin ordusuna işaret olunmaktadır. Bundan murat ise; Bedir günü Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’e inen âyetler, melekler ve bunların sonucu gelen fetih ve zafer anlatılmak isteniyor. Buradaki, (.......) kavli, (.......) kavlinden bedeldir. “Allah her şeye kâdirdir.” Bu itibarla yüce Allah az sayıdakileri oldukça üstün ve çok sayıda olan ordulara üstün kılar, onlara egemen duruma getirir, zaferi az olana verirken yenilgiyi de çok olan tarafa verir. Tıpkı Bedir gününde size verdiği zafer gibi yapar. |
﴾ 41 ﴿