TEVBE SÛRESİBu sûre Medine'de, nâzil olmuştur; 129 âyettir. Bu surenin bir çok isimleri vardır. İşte bunlardan bazdan; Berae, et-Tevbe, el- Mukaşkişe, el-Muba'sira, el-Muşarride, el-Faziha, el-Müsire, el-Hafire, el-Münekkile, el-Müdemdime. Bu surede mü’minlerin tevbelerinin kabulü yer aldığından Tevbe sûresi denmiştir. Nifaktan ve münâfıklıktan kişiyi kurtarması, uzaklaştırması sebebiyle de, el-Mukaşkişe ismi verilmiştir. Münâfıkların ve iki yüzlülerin durumlarını, sırlarını açığa vurduğu için de el-Müba'sire denmiştir. Çünkü münâfıkların hâl ve tavırlarını sergiliyor, açığa çıkanyor, inceliyor, rezil rüsvay ediyor, cezâlandınyor, kovup uzaklaştırıyor, perişan ediyor ve onları helâk ediyor, kahrediyor. Bu surenin başında Besmelenin yer almaması hakkında farklı görüşler bulunmaktadır. Şöyle ki; Hazret-i Ali ve İbn Abbâs'tan -Allah her ikisinden de râzı olsun- rivâyete göre, “Bismillah” demekte eman vardır, beraat vardır, güvence ve teminat vardır. Bu sûre ise emanı verilen güvenceyi kaldırmak için nâzil olmuştur. Hazret-i Osman (radıyallahü anh) dan gelen rivâyet ise şöyledir: “Resulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) herhangi bir sûre veya âyet nâzil olunca, bunu şu ve şu konulann yer aldığı yere koyun/yazm diye buyururdu. Ancak Resulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) öldü gitti ve fakat bize bu sûreyi nereye koyacağımızı/yazacağımızı açıklamadı. Bu surenin kıssaları Enfal süresindeki kıssalara benzemektedir. Çünkü orada antlaşma ve sözleşmelerden söz edilmektedir. Berae sûresinde (yani bu surede) ise sözleşmelerin ve antlaşmaların terki, uygulanmaması yer almaktadır. İşte bu bakımdan bu iki sûre arasında bir yakınlık bulunmaktadır. Her iki sûre de iki karineyi çağnştırıyor ve her ikisi de yedi uzun sureden yedincisi sayılmaktadır.” Bir başka tefsire göre bu sûre ile ilgili olarak Resulullah’ın sahabesi arasında farklı görüşler ortaya atılmıştır. Kimisi Enfal sûresi ile Berae sûresi bir tek suredir ve savaş ile alâkalı olarak inmiştir, demişler. Kimisi de bunun her ikisi de ayrı ayrı birer suredir, ancak bu ikisi ayrı iki suredir diyenlerin olması sebebiyle iki sûre arasına bir fasıla konmuştur. Tek süredir diyenler olduğu için de Besmele terkedilmiştir, demişlerdir. 1Allah'tan ve Resûlünden, kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz müşriklere bir ihtardır/ültimatomdur bu. “Allah ve Resûlünden, kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz müşriklere bir ihtardır/ültimatomdur bu.” Âyetin başında yer alan, (.......) kelimesi mahzûf bir mübtedanın haberidir. Bu da, (.......) demektir. (.......) edatı ise iptidai gaye içindir. Yani başlarıgıç noktasını bildiren bir edattır. Mahzûf olan bir ifadeye müteallik bulunmaktadır, sıla değildir. Bu tıpkı, (.......) cümlesine benzer bir ifadedir. Yani: “Bu, Allah'tan ve O'nun Resûlünden sizin kendileriyle antlaşma yaptığınız müşriklere ulaşması gereken bir ültimatomdur” demektir. Yine bu da âdeta; “Filân kimseden faları kimseye ulaştırılması istenen bir mektup” ifadesine benzer bir ifadedir. Ya da bu, kendi sıfatıyla tahsis edilmiş olması sebebiyle mübtedadır, haberi de; (.......) kavlidir. Meselâ bu; “Temîm oğullarından bir adam evde bulunmaktadır” kavli gibidir. Bu durumda mana şöyle olmaktadır: “Gerçekten Allah ve Resûlü, sizin kendileriyle antlaşma yapmış olduğunuz müşriklerin sözleşmelerinden kesinlikle beridirler, bununla olan tüm bağlarını koparmışlardır. O antlaşma onlara iade olunmuştur, hiçbir geçerliliği yoktur.” |
﴾ 1 ﴿